Mesih’in tabileri tarafından kendisine atfedilen ilâhlık iddiası reddedilirken. Ki İsa (A.S.) bu iftiradan gördüğümüz şekilde teberri etmiş, ve bu hususta kavminin durumunu Allah’a havale etmiştir...
İşte bu iftira reddedilirken sûrei celîlenin sonundaki büyük dokunuş geliveriyor. Ve Allahü Taâlânın göklerin ve yerin mâliki olma hususunda bir ve tek olduğunu ve hudutsuz olarak onun her şeye kudretinin yettiğini ilân ediyor:
120 — Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların hükümranlığı Allah'ındır. Ve Allah her şeye kaadir'dir.
Etrafında bir yığın iftiraların dolaşıp durduğu o büyük dâva ile alâkalı gayet güzel bir hatime. Etrafında yığınlarca iftiralar döndürülmesine rağmen Allah’ın ilminin yegâne ilim olduğunun belirtildiği, kudrette, ilâhlıkta, bir tek olduğunun açıklandığı ve bütün Peygamberlerin ona sığındığının izhar edildiği ve bütün meselelerin ona havale edildiği o büyük manzaraya tamamen uygun bir son bu. Nitekim o manzaranın içinde Hz. î s a da gerek kendisinin ve gerekse kavminin bütün durumunu A z i z ve Hakim olan Allah’a havale etmişti.
Göklerin, yerin ve içindekilerin hükümranlığı da onundur. Ve O, her şeye kaadirdir...
Hu hatime aynı zamanda dinden bahseden ve onu Allah’ın yegâne şeriatında temsil edildiğini, yalnız Allah’tan emir alıp, onun hükmüyle hükmetmek ve geriye kalanları atmaktan ibaret olduğunu belirten sûrei celîlenin akışına tamamen uygundur. Göklerin, yerin ve içindekilerin hükümranlığı kendi elinde bulunan mülk sahibi O’dur. Ve hiç şüphesiz ki her hususta hüküm veren mülkün sahibi olan zattır. «Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler ise kâfirlerin tâ kendileridir.»...
Bu dâva bir tek dâvadır... O da îlâhlık davâsıdır... Tevhid dâvasıdır... Allah’ın indirdikleriyle hükmedip etmemek dâvasıdır... Ancak böylece ulûhiyet makamı bir tek makama iner. Ancak böylece tevhid akidesi hâkim olur...
MÂİDE SÛRESİNİN VE DÖRDÜNCÜ CİLDİN SONU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder