26 Mart 2016 Cumartesi

«Onlara; «Gelin Allah'ın indirdiği Kitab'a ve Peygamber'e uyun» denildiğinde «Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter derler.» Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?»...

«Onlara; «Gelin Allah'ın indirdiği Kitab'a ve Peygamber'e uyun» denildiğinde «Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter derler.» Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?»...

Hiç şüphesiz Allah’ın koyduğu hüküm açıktır. Ve o hüküm Allah’ın inzal buyurduğu kitapta belirtilmiştir. Ayrıca Allah’ın gönderdiği peygamberin sünnetiyle açıklanmıştır. İşte ana mihenk ve ölçü budur. Ve cahiliyet yoluyla İslâm yolunun ayrılış noktası burasıdır. Küfre giden yol ile imana giden yol buradan ayrılır İnsanlar ya Allah’ın hükümleri ile birlikte indirdiği Kur’an’a ve Resulünün beyanına çağırılıp koşmaları gerektir ki o zaman hepsi de müslüman olurlar... Yahut ta Allah’a ve Resûlullah’a çağırılıp kaçarlar ki o zaman hepsi de kâfir olurlar. Ve bundan başka seçilecek bir yol yoktur...

Kendilerine «Gelin Allah’ın indirdiği kitaba ve peygambere uyun» denildiğinde «Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter» diyenler kulların koyduğu hükme tabi olup, kulları yaratanın hükmünü terkedenlerdir... Bunlar kulları kullara kul olmaktan kurtaran hürriyet seslenişini terkedip, aklı ve vicdanı babalara ve atalara kul ve köle etmeyi seçenlerdir...


Sonra Kur’an-ı Kerîm onların bu tutumunu hayretengiz bir ifade ile belirtiyor:


' Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?»


#

Bu hiçbir şey bilmeyen ve doğru yolu bulamayan atalarımı uymanın istinkârî şekilde ifade edilişinin manası; şayet ataları birşey biliyor idiyse onlara uymaları ve Allah’ın indirdiğini terkedip Peygamberin açıkladığı hükümlerin bırakılmasının caiz olacağı demek değildir. Sadece bu onların ve kendilerinden önce geçmiş olan atalarının durumunu belirtmek için zikredilmiştir. Onların babaları da yine babalarının koyduğu veya kendi yanlarından uydurdukları hükümlere tabi olmaktaydılar» Halbuki Allah’ın şeriati ve Rcsulullah’m yolu meydanda iken kendi yanından koyduğu hükümlere veya atalarının uydurduğu şeylere uyanlar ve daaynanlar hiçbir şey bilmiyor
Sûre : 5 Halde Sûresi

FÎZILÂL-ÎL KUR’AN

İT

demektir ve doğru yolu bulamazlar. İsterse kendileri v< hı»'j kalan bildiklerini ve doğru yolda olduklarını bağırarak ' \ h ye dursunlar. Şüphesiz ki Allkh en doğru söyleyendir. V< onlu rın durumu da açıkça meydandadır. Allah’ın hükmü ile liman ların hükmünü denk ve eş tutan kimse müfteri ve kâfir oln»«U tan öte zır cahil bir sapıktır...

kesin çizgi

Âyeti kerime küfredenlerin sözünü ve halini bevaıı ellik ten sonra «iman edenlere» dönüyor, müminlerin onlaı daı aynldıkları ve temayüz ettikleri noktaları açıklıyor. Kemli mi kellefiyet ve vazifelerini beyan ederek, diğerlerinden faıkl olan durumlarım belirtiyor. Ve onları bu yeryüzünde elde edik cek her hangi bir meta ile değil de Allah’ın ceza ve mllkrtfal ile baş başa bırakıyor:

105 — Ey îman edenler, siz kendinize bakın; kantlk'lı dofl ru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez. Hepinizin dflnllf Allah'adır. O neler yaptığınızı size haber verecektir

İşte müminlerin diğerlerinden ayrıldıkları nokta ı« k 1,1 ümmet olma vasıflarından dolayı kendi aralarındaki \ oda. laşma ve birbirine karşı hakkı tavsiye etmeleri...

«Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Kendini/ <l»»0*«« v"' bulunca sapanlar size zarar veremez.»...

Onlarla düşmanları arasındaki ayrılık çizgisi l>n noktada başlar. Ayrıca âyeti kerîmede tek bir ümmet vasfına udılp o maları dolayısile birbirine yardımcı olma ve tavsiyelerde bdluı ma hususu da yer alıyor:

«Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Kendiniz doû'" V°l bulunca sapanlar size zarar veremez.»...

Siz başlı başına bir topluluksunuz. Sizden ayrı olanlarda farklısınız. Kendi aranızda bir birinize destek ve dayanak olu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder