Mutlak tevhidi.
Samimi kulluğu. Âhiretin ciddiyetini. Mesuliyetin ferdî olup dünya hayatındaki imtihanı. Allah’ın her şeyin rabbi oluşunda temessül eden hâkimiyetini. Hiç kimseye danışmadan ortaksız olarak kullarından dilediğini dilediği yere halife tayin edişini... Bunun yanı sıra o uzun teşbihler, ülûhiyet gerçeğinin fevkalâde bir sahnesini gözler önünde canlandırmaktadır. Bu gerçek en samimî bir kalpte, en temiz bir gönülde, en saf bir yürekte tecelli zemini bulmaktadır... Resulullah (S.A.) ın kalbinde... Ve bu tecelli seviyesini bizzat Kur’an’ın ifade gücünden başka kimse tasvir etme kudretine sahip değildir:
«Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, gerçek dîne, doğruya yönelen ve puta tapanlardan olmayan İ b r a h i m ’in dinine iletmiştir» de.
«De ki: Namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi Allah içindir.»...
«O’nun hiçbir ortağı yoktur. Müslümanların ilki olarak böylece emrolundum»...
De ki: «Allah her şeyin Rabbi iken O’ndan başka bir Rab mi arayayım? Herkesin kazandığı kendisinedir, kimse başkasının yükünü taşımaz; sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O size, hakkında ihtilâfa düşmüş olduğunuz şeyleri haber verecektir»...
«Verdikleriyle denemek için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminizi kiminize derecelerle üstün yapan O’dur. Doğrusu Rabbinin cezalandırması süratlidir. Şüphesiz O, G a f û r ’dur, Rahim ’dir.»...
Bu kadarcık kısa bir özet yeter artık. Şimdi âyeti kerimeleri tafsilatlı olarak incelemeye çalışalım:
HİDAYET VE RAHMET
154 — Sonra, iyilik işleyenlere bir bütün halinde, her şeyi ayrı ayrı açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa ’ya Kilab’ı verdik. Belki Rablerine kavuşacaklarına artık inanırlar diye.
Sûre : 6 En’am Sûresi
FÎZILAL-İL KUR’AN
Bu cümle bir atıf edatı olan ( f ) ile kendimin» »>nuo çen bölüme matuftur. Bu takdirde cümlenin tevili şöyle Öİ De ki: «Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını söyleyoy O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın....... «Bu dosdoğru ol*"1 >olü
uyun.» âyeti kerimesi ise: «O’na hiçbir şeyi ortak koşum,vııi" Üî müne matuftur. Sonra M u s a ’ya da Kitab’ı verdik rÜnıleM her ikisinin üzerine matuftur. Böylece âyeti kerîmenin < vii I birine uygun olarak devam edip gitmektedir. Âyelı Imilıne IÇt sinde geçen «iyilik işleyenlere bir bütün halinde» bölümünün viline gelince İbni Cerîri Taberî şöyle diyor! *Hı^ biz Musa ’ya Tevrat’ı kendisine verdiğimiz nimeti tııiımmİMlİ için verdik. Onunla M u s a ’ya olan ikramımız Inm.ımlnmnış I du. O’nun ihsanına ve itaatma Rabbı tarafından teklif edilen ılı ne ve şeriatına bağlılığına karşılık olmak üzere. Ve U» n<IIf.tnlıı k( minin, tabilerinin bütün dinî konularda ona muhtaç nlduklfll açıklamak üzere.» Yine âyeti kerime içerisinde geçen «lıcrşoyl «| ayrı açıklamak» bölümünün tefsirinde de K a t a d e 'ilin beli tiği gibi helâl ve haramın açıklanması söz konusudur
Hem bu kitap hidayet ve rahmet menbaıdıı limitlin kİ k| mi ona inanır, Rablerine mülaki olacaklarını kabul ederin de Al(j onlara azap etmeyip rahmet eder. Yani Musa 'ya vndUlüfl kitabdaki bu gayeye binaen sizin kitabınızı da günderdllp lüntlU ki siz de o kitap ile hidayete ve rahmete ulaşırsınız:
155 — İndirdiğimiz bu Kur’an da feyz kaynağı İdi Müdafi Artık buna tabi olun ve kötülükten kaçının ki ıııcrlıaınet <*lıııı*| nız». t
Bu kitap gerçekten de mübarek bir kitapdır Nitekim ıtıra celîlenin. baş taraflarında şu âyeti kerimeyi açıklarken bu İmimin genişçe izah etmiştik.
«Bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan, İM e l< k e ’lilcri ve ctrafındakilcri uyaran mübarek Kitah'dır. AlıirH inananlar buna inanırlar, nnmazlarına da devam ederler»...
Orada bu İfadenin zikredilişi en geniş sahası ile itikadt İmin, larda söz edilirken varld olmuştu. Burada ise şeriattan söz ediln ken ona çok benzeyen yakın bir ifadeyle vurid olmakUıdıı < >ı *ı
da ûvetl kerim« l»n ı..ı.ı i-.— *- •
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder