Bir başka grup da puta taptığı halde Allah’ın varlığını kabul eder Allah’tan başka birçok tanrıların varlığına inanır. Bunlar putperestlerdir. Hindistan, Orta Afrika ve dünyanın diğer ülkelerinde yaşamaktadırlar.
Bir grub ta Semavî kitaplardan bazılarını kabul eden Yahudı
ve Hıristiyanlardır. Bunlar da önceleri Allah’a oğul isnat etmek sûretiyle şirk koştular. Ayrıca haham ve papazlarını tanrı kabul ederek... Allah’a ortak tanıdılar. Gerçi bunlar haham ve papazlara secde yaparak, rük’u ederek ibadet etmediler. Ama şeriate onların vücut vereceğini kabul ettiler. Ayrıca onların hâkimiyet iddialarını yerinde buldular. Halbuki bugün onlar hayatlarından bütünüyle Allah’ın hâkimiyetini kaldırarak onun yerine kendi uydurdukları nizamları koydular. Adına da «Kapitalizm» «Sosyalizm» « izm» dediler. Ve idareyi tesis için «Demokrasi» veya «Dikdatorya» gibi isimler altında bir takım uydurma rejimlere dayalı yeni yeni sistemler çıkardılar ortaya. Böylece, eski Y u n a n ve Roma ’lıların yaptıkları gibi dinî esasları, bertaraf ederek bir takım uydurma nizamlar tesis ettiler.
Kendilerini müslüman sayan bir grub ta Allah’ın dinini terk •edip, insanlar tarafından uydurulan dinlere (rejimlere) bağlanarak fiilî kitab (hıristiyan ve yahudiler) ile atbaşı gitmektedirler. İlâhî din mevzuatı, prensipleri, hayata dair kanun ve nizamları itibarile Allah’a aittir. Ve kendine has karekteri vardır. İnsanların dinine gelince bunda da mevzuat, prensipler, hayata dair kanun ve nizamim insanlara aittir. Bunu da insanlar vaz’etmiştir.
Zaman ilerledi. İnsanlar İslâmın ilk zuhurundaki hale döndüler. Bütün beşeriyeti yeniden cehalet kucakladı. Mevcut fırkaların hiçbiri Allah’ın gerçek dinine uymamaktadır. Hal böyle olunca
Kur'an da insanlara ilk defa nasıl hitab etti ise bu defa da o şekilde hitap etmeye başladı. O zaman olduğu gibi şimdi de ilk iş olarak insanlara İslâmlı kabul ettirmek için vazifeye inanç ve mefkûre yönünden başladı. Bu yönü hallettikten sonra İslâmın hayat nizamını kabul ettirmeye koyuldu. İşte bu yüzden Kur’an ile beşeriyetin karsısına çıkan kişi de Resulüllahın karşılaştığı güçlüklerle karşı karşıya kalmaktadır. Beşeriyet bugün cahiliyet bataklığına dalmış, daha kötüsü bu kokmuş batağa alışmış, nefsâni duygularına kapılmış şeytana tam bir teslimiyet göstererek sapıklık deryasında yüzüp gitmiştir. Evet Kur’an inanç ve mefkûreyi insanların kalbinde yeniden diriltmek istemişti.
Bu inanç
Bu noktadan, hareketle yeryüzünde ancak Allah’a ibadet edileceğini ve başkalarına kulluk edilmeyeceğini kabul ettirmeye çalışmıştır. Bu, insanlık için yeni bir doğuşun gerçekleştirilmesi idi büylece insanlar kula kul olmaktan ve nefsin esaretinden kurtulmuşlardı...
İslâm bir defaya mahsus olarak gelen sonra da tarihin sayfaları arasına karışıp giden basit bir tarih olayı değildir. İslâm ilk defa ifa ettiği görevini yine yüklenecek durumdadır. Nizamlar, düşünceler, inançlar, değerler, kıstaslar, gelenekler kısaca şartlar ve mevzuat o zaman da böyleydi ve İslâm bunlarla o zaman da karşılaşmıştı. Cahiliyet belli bir zamana münhasır olmayan bir hal ve vaziyettir. Cahiliyet bugün yeryüzünün her yanını pençelemiştir İdeolojiler, ekoller, nizam ve sistemlerin hepsi «kulun kula kulluğu esasına dayanmakta ve Allah’ın kullar üzerindeki mutlak hakimiyeti kaale alınmamaktadır. Tatbikattaki düzenlerin hepsinde insanların görüşleri» hâkim put haline getirilirken sağlamlığı şüphe götürmeyen «düsturu İlâhî» bir kenara itilmiştir. Gerçi bu nizamlar, şekil, görünüş, amblem, isim, nitelik, çeşit ve ideoloji yönlerinden başka başkadırlar ama az önce arzettiğimiz hususiyette birleşecek aynı karekteri ihtiva ederler.
Bu temel ölçüden de anlaşılıyor ki yeryüzünü cahiliyet istila etmiş olup beşer hayatına hükmetmektedir. İslâm ise hayattan tecrid edilerek tesirsiz hale getirilmiştir. Bugün İslâm davetcilerinin hedefi Hz. Muhammed’in (A.S.) hedefinin aynısıdır.
Hz. Muhammed'in karşısına çıkan engeller bugünkü davetcilerin de karşısına çıkmaktadır. Teselli maksadıyla Resulüllaha hitab eden şu Ayet onlarada hitap etmektedir. «Sana bir Kitab (Kur’an) indirildi. O'nun la insanları uyarman ve müminlere öğüt vermen için kalbine sıkıntı gelmesin»...
Bu gerçeği teyit etmek ve daha fazla aydınlatmak için biraz izah etmeyi faydalı mülahaza ediyoruz.
Gerçektin de günümüzdeki bütün beşer toplumları cahiliyet cemiyetleridir. Tekrar eski cahiliyet hayatına dönmüş olmalarından dolayı da «gerici» ve «mürteci» dirler. Halbuki İslâm insanlığın elinden tutmuş ve cehalet bataklığından çıkararak kurtarmıştı.
Bu gün de Islâm yine insanlığı düşmüş olduğu bu «gericilik» ve «irtica "-dan kurtaracak güçtedir. İnsanlığın kumandasını eline alıp; kendi ilahi ülçü ve değerlerine göre terakki ve medeniyet yolunda ilerletecek potansiyele sahiptir,
Bu temel ölçüden de anlaşılıyor ki yeryüzünü cahiliyet istila etmiş olup beşer hayatına hükmetmektedir. İslâm ise hayattan tecrid edilerek tesirsiz hale getirilmiştir. Bugün İslâm davetcilerinin hedefi Hz. Muhammed’in (A.S.) hedefinin aynısıdır.
YanıtlaSilHz. Muhammed'in karşısına çıkan engeller bugünkü davetcilerin de karşısına çıkmaktadır. Teselli maksadıyla Resulüllaha hitab eden şu Ayet onlarada hitap etmektedir. «Sana bir Kitab (Kur’an) indirildi. O'nun la insanları uyarman ve müminlere öğüt vermen için kalbine sıkıntı gelmesin»...
http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/03/bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.html