16 Mayıs 2016 Pazartesi

«O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın»...Allah’a şirk koşmakla... Çünkü bu temel kaidedir. ilk ve en büyük haram.

kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, *— akraba bile olsa — sözünüzde âdil olun. Allah’ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.

153 — Bu, dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın. Allah size bunları sakınasınız diye emretmektedir.

Meyveler ve hayvanlarla ilgili cahiliyet tasavvur ve hareketlerindeki hurafeler münasebetiyle âyeti kerîme içerisinde varid olan bu emirlere göz attığımız zaman hepsinin de bu dinin temel kaideleri hükmünde olduğunu görürüz. 

Bu kaideler tevhidle dolu vicdanların hayat düsturu olup birbiri ardısıra gelen nesillerin hayat prensipleri mahiyetindedir. 

Cemiyetlerde cereyan eden karşılıklı muamelelerde temizliğin ve dayanışmanın hâkim olması için gerekli sosyal hayatın esasları mahiyetinde olduğu gibi insan hayatını çevreleyen hukukî teminatların esası mahiyetindedir. Aslında bütün bunlar başlangıçda Allah’ın birliği esasından neşet ettiği gibi, Allah’a verilen ahd ile de irtibatlıdır. Emirlerin sonunda Hak Taâla'nın belirttiği bu hususların kendisinin doğru yolu olduğunu bundan başka yolların hepsinin insanları Hak’ka götüren yoldan uzaklaştırmaktan başka hiçbir fonksiyonun olmadığını da kesin şekilde belirtiyor.

Gerçek şudur ki bu âyetin ihtiva ettiği hususlar son derece önemlidir. Bir taraftan cahiliyetin bazı yönlerine işaret etmekte imiş gibi görünürken, gerçek manada bu dinin esas meselelerini dile getirmekte ve bütün bu hükümleri delilleri ile birlikte birbirine bağlamaktadır:

«De ki: “Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını söyleyelim.”»...

De ki: Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını —sizin
O’nun haram kıldığını sandıklarınızı değil — anlatayım. Tek başına ilâhlık yetkisine sahip olan yüce Rabbiniz — hâkimiyet, terbiyi* ve tevcih yetkisi sadece O’na mahsustur — size şunları haram kılmıştır: O Rab olduğuna göre bunlar kendisinin ihtisası dahiline girer ve hâkimiyeti hududlanna dahil olur. Şüphesiz ki helâl ve haramı belirten sadece ve sadece Rab’tir. Ve yine* şüphesiz ki tek başına Rab olan da Allah’ü Zülcelâl’dir.

«O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın»...

Akide binasının üzerine oturduğu, temel mükellefiyetlerin ve farizaların üzerine kaim olduğu, esas hak ve vazifelerin istinad ettiği temel kaynak işte bu kaidedir... 

Emirler ve nehiylere girmeden, mükellefiyet ve farizalara dalmadan, nizam ve sistemine girişmeden, şeriat ve hükümlere başlamadan önce evvelemirde kaim olması gereken bu kaidedir... 

İnsanlar önce itikadî yaşayışlarında tek başına Allah’ın ülûhiyetini kabul edip bir başkasını O'na eş koşmadıkları gibi günlük hayatlarında da tek başına Allah'ın Rububiyetini kabul edip, O’na Rububiyet bakımından hiç kimseyi eş koşmamak mecburiyetindedirler... 

O’nun bu kâinatta taktir ve sebebler âleminde herşeye hâkim olduğunu, tasarruf yetkisinin sadece kendisine ait bulunduğunu, kıyamet gününde de hesap ve mükâfatta yegâne hüküm sahibinin tek başına Allah olduğunu kabullenip gerek hükümler dünyasında, gerekse prensipler âleminde kulların her türlü işine hâkim olanın sadece Allah olduğunu kabullenmek zorundadırlar... 

İşte bu; vicdanı şirkin pisliklerinden temizlemek, aklı hurafenin kalıntılarından arıtmak, cemiyeti cahiliyetin geleneklerinden kurtarmak, hayatı kulların kullara kulluğundan uzaklaştırmaktır...

Her türlü şekli ile şirk İslâm’da ilk olarak yasaklanan şeydir.

Çünkü bütün yasaklar ondan sonra gelir.

İnsanların bütün güçleriyle üzerinde durmaları ve ağırlıklarını vermeleri gereken ilk kötülük, şirk kötülüğüdür. 

Allah’tan başka ilâh olmadığını, haktan başka Rab bulunmadığını, Allah’tan başka hüküm ve nizam koyucunun bulunmadığını kabul ettirinceye kadar üzerinde durulması gereken en büyük kötülük, şirk kötülüğüdür. 

Bütün genişliğine rağmen tevhid akidesi İslâm’ın ilk akidesidir. İşte bunun için bu ayeti celîledeki emirler bu temel kaide ile başlıyor:


Şimdi biz bu emirlerin diğer bölümlerine geçmeden önce şirk üzerinde biraz daha duralım ve bu İlâhî emirlerin başında zikri 
geçen Allah’a ortak koşma ile neyin kasdedildiğini öğrenmeye çalışalım. Haddi zatındu sûre-i celîlenin üzerinde bulunduğu saded muayyen bir dâva ile ilgilidir. O da hüküm koyma ve hâkimiyetin kaynağı hususunda insanların kendilerinde yetki bulmaları hususundadır.

1 yorum:

  1. GELECEĞİNİ,CENNETİNİ GARANTİ ALTINA AL KARDEŞİM....
    http://huseyinsas.blogspot.nl/2016/06/cennetini-garanti-altina-al-kardesim.html

    YanıtlaSil