14 Mayıs 2016 Cumartesi

«Seni yalanlarlarsa: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. O' nun gücü günahkârlar güruhundan döndürülemez» de.

rafından kesilmiş olması da müstesna. Zira böyle bir kesim fısktır. Allah onu yasaklamış ve haram kılmıştır. Allah’a inananlarıda bu şekilde kesilen hayvanları yemekten nehyetmiştir. Zira o ölü mesabesindedir.”

“Bu âyeti kerîme Allah’ın elçisi ve O’nun ashabıyle ölü hayvanlar konusunda tartışmaya giren müşriklere açıkça bir ilân mahiyetindedir. Ve onlara belirtmektedir ki asıl haram olan ve Allah’ın yasakladığı şey onların üzerinde tartışdikları konudur. Kendi zanlarına göre haram olarak kabul ettikleri şeyler ise Allah’ın nehyetmediği helallerdir. Bu nevi haramları Allah’a izafe etmelerinden dolayı onlar da yalancıdırlar”...

İmam-ı Taberî: «Fakat darda kalan, başkasının payı-

na **1 uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan <ln yiyebilir. Şüphesiz ki Rabbim G a f û r ’dur, Rahim ’dir» Ayeti kerîmesinin tevilinde de şöyle diyor:

“Bu âyetin manası şöyledir: Kim Allah’ın haram kıldığı ölü, itilmiş kan, domuz eti ve Allah’dan başkası adına kesilen hayrını ların etini yemek mecburiyetinde kalırsa ve bunda da. lezzet nlııeak derecede haddi tecavüz etmezse, açlık zaruretinden dolay' değil de başka sıkıntılardan dolayı yerse Allah’ın koyduğu hududa tecavüz etmezse, yani helak olmayı giderecek kadar yerse ve bu-n ıı ılıt aşmazsa bu yediği şeylerden kendisi için bir beis yoktur. Çün-1' ıi Allah yaptıkları şeylerden dolayı affedicidir, onu cezalandırmayarak günahını bağışlar. Ama dilerse cezalandırır. Bunları mü-hıılı kılması ve ihtiyaç halinde haram kabul etmemesinden dolayı ıhı merhametlidir. Şayet dileseydi haram kılabilir ve hepsini ya-nakhyabilirdi.”...

Bu yasak şeylerden yemeyi mubah kılan zaruretin haddi ve yenilmesi mübah olan miktarın tayini hususunda ise fıkhî ihtilaflar Vlııılır. Bir görüşe göre helâk korkusu bulunduğu vakit hayatı ko-ı uyacak kadar yemek mübah, fazlası haramdır. Bir başka görüşe göre ise doyacak ve yetecek kadar yemek mübahdır. Bir diğer gö-ııi'.r göre bunun da ötesinde yemeğin bulunmaması korkusu varid ıvldııgıı zaman başka sefer yemek üzere kaldırıp saklamak mübah-iıı Biz metodumuza uygun olarak bu tefsirimizde bu gibi fer’i taf-:■dallara girişmiyoruz. Bu kadarlık izahatı kâfi buluyoruz.
Yahudilere gelince, Allah onlara tırnaklı her hayvanı lııtinm kılmıştır. Yani ayağı yarılmamış olan deve, kaz, ördek ve benzeri hayvanları haram kılmıştı. Ayrıca öküz ve koyunun yağlarım ila haram kılmıştı. Sadece sırtta ve de bağırsaklarda sarılı buluna" yağlar müstesna. Kemiğe karışmış olanlar da müstesna kıl ittin 19 tı. Bu da onların haddi tecavüzleri ve Allah’ın emrini dinlemelimin rinden dolayı kendilerine Allah’ın bir cezası idi:

%

«Yahudilere tırnaklı her hayvanı haram kıldık. Onlara *Ujh ve davarın sırt, bağırsak ve kemik yağlan bir yana, iç yağlarım da haram kıldık. Aşırı gitmelerinden ötürü onları bu şekilde cezalan dııdık. Biz şüphesiz doğru sözlüyüzdür.»...

Âyeti kerîme bunların haram kılmışının sebebini do beyan ediyor. Bu sebep tamamen Yahudi’lere hastır. Bu arada söylenilen şey lerin mutlak doğru olduğu da tekitle ifade ediliyor. Yoksa unlat m dediği gibi ataları Y a k u b Peygamber bunları kendisine lıaıaın kılmış da bunlar ona tabi olarak aynı şeyleri kendilerine lıaıaın kılmış değildirler. Aslında bunlar Y a k u b Aleyhisselfhn'a, ıııll bahtı, helâldi. Ne var ki onlar Allah’a isyan ettikten eonia Ilıdı Taâlâ da kendilerini bu nimetten mahrum kılarak ce/alaiıdıı ıııış tır:

«Seni yalanlarlarsa: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. O' nun gücü günahkârlar güruhundan döndürülemez» de.

Onlara de ki: Sizin rabbiniz geniş rahmet sahibidir Kullarından inananlara da rahmeti sonsuzdur, diğer yaratıklarına da...O' nun rahmeti hem iyiye hem de kötüye şamildir. O, gazaba müstehak olanı azaplandırmakta acele davranmaz. Bu O’nun rahmetinin ve hilminin icabıdır. Şu da var ki azabı son derece şiddetlidir Günahkârları azaplandırmaktan onu engelleyen şey sadece hilmidir Onlara verdiği mühlet sadece belirli bir zamana kadardır. Bu hikmet dolu sözlerde Allah’ın rahmetine güven dolu olduğu kadar, azabından korkutma da vardır. İnsanların kalbini yaratmış olan Allah o kalbe böylece ve bu ifadelerle hitab ediyor. Belki buna muhatap olan kalp titrer, emirleri alır ve ona gereken karşılığı verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder