134 — Size vâdedilen şeyler mutlak gelip çatacaktır. Siz, onun önüne geçemezsiniz.
135 — De ki: «Ey kavmim, bütün kuvvetlerinizle yapın yapacağınızı. Ben vazifemi yapıyorum. Sonucun kimin için hayırlı olacağını bileceksiniz. Zulmedenler şüphesiz kurtulamazlar.»...
Bütünü itibariyle bu bölüm de geçen bahisten ayrı değil. Hatta onun devamı mahiyetinde. Nitekim ihtiva, ettiği konular bakımından aynı cins âyetleri ihtiva ediyor. Bu bölüm bir yönden insanlardan ve cinlerden şeytanların akibetini açıklamaktadır. Daha önce de Allah’ın doğru yolunda yürüyenlerin akibeti açıklanmıştı. Bir yandan da sûrenin bu kısmında zikredilen iman ve küfür mevzuuna temas etmektedir. Buna temas edilirken de hâkimiyet ve şeriat dâvası ile bir münasebet kuruluyor. Ve bu son dâvayı İslâm akidesinin esaslı gerçekleri ile birleştiriyor. Bu temel gerçekler arasında dünyada korkutucu ve müjdeleyici peygamberlerden sonra elde edilen kazanca göre âhirette mükâfatlandırılma veya cezalandırılma hususu Allah’ın şeytanları ve şeytanların dostu olan bütün insanları yok edip yerine başka bir kitleyi getirebileceğine dair kudretinin mahiyeti ve bütün insanların Allah’ın azabı karşısındaki zaafı bahis mevzuu edilmektedir. Aslında bütün bunlar akideyi ilgilendiren gerçekler olup daha önce bahis mevzuu edilen kesilmiş hayvanlarla ilgili helâl ve haramlar hususunda da zikredilmişti. Onu müteakip gelen hayvanlardan, meyvelerden ve çocuklardan adanan nezirlerle ilgili konuda da bahis mevzuu edilmişti. Bu hususlardaki cahiliyyet adet ve düşüncelerinden söz edilirken de aynı konulara dokunulmuştu. Ve bütün bu mevzularda söz konusu edilen dâvalar birbiri ile birleştirilerek bu dinde yer ettiği tabii şekli ile ortaya konmuştu. Buna göre bütün o konular itikadî mevzular olup aralarında fark yoktur. Allah’ın yüce kitabında belirttiği ölçüsüne göre bu konuların biri diğerinden ayırd edilmez.
ŞEYTANA UYANLARIN AKIBETİ
Geçen bahisde Allah’ın, kalplerini İslâm’a açtığı ve ondıın *oi ra her zaman Allah’ı anıp bir dem gafil kalmayanların, Kahin lııı velâyeti ve himayesi altında son duraklarına doğru ilerleyenimi durumu mevzuu bahsedilmişti. Şimdi de aynı sahnenin kai|iNiin yer alan bir başka manzara arzedıliyor. Ama Kur’an’m kıyan« sahnelerini sunarken çok kere takip etmekte olduğu metoda tıpalı uygun olarak. Birbirlerine aldatıcı ve gururlandırın parlak ı.ozlı fısıldayarak hayatlarmı geçiren, her peygambere düşmanlık koni sunda birbirlerini destekleyen, kendi aralarında fısıldayarak Allah m müminlere belirttiği helâl ve haramlar konusunda müminim I tartışmaya giren insanlardan ve cinlerden şeytanların manzai'HMIl sunuyor. Canlı ve müşahhas bir sahne içerisinde arzedlllym m lar. Tamamen itiraflarla Allah’a sığınmaları ve karşılıklı konuşun larla dolu. Kur’an’da kıyamet sahnelerini süyleyen eanhlıkhıı İn ılı lu manzaralar halinde:
128 — Allah hepsini toplayacağı gün: «Ey cin topluluyıı, lı sanların çoğunu yoldan çıkardınız» der. Onların dostlan »İmi İr sanlar ise: «Rabbimiz, yekdiğerimizden istifade ettik ve hi«lm İçi takdir buyurduğun ecele ulaştık» derler. «Cehennem, AIIiiImii «II lemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durıığııuzdıı •• ıleı l><*u rusu Rabbin Hakim ’dir, Alîm ’dir.
129 — Zâlimlerin bir kısmını, kazandıklar imlim alili İl «II ğer bir kısmına böylece musallat ederiz.
130 — Ey cin ve insan topluluğu, içinizden nİ/c Ayetlerimi an latan ve bıj gününüzün gelip çatacağını haber veren peyganıbeı le gelmedi mi? “Ey Rabbimiz, diyecekler, kendi hakkımızda şahidi/ Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına dair kendi aleyh lcrine şahitlik ettiler.»...
Sahne, gelecekle ilgili bir manzarayı sunuyor. Onların hepsi ni Allah’ın toplayacağı gün... Ama o sahne bir anda dinleytcllerli hissinde bir vakıa haline dönüşüyor ve karşılarında canlı olaınl gözükmeye başlıyor. İbareye bu canlılığı veren tek bir laf/.ııı haz fedilmiş olmasıdır. Aslında cümle şöyle olacaktı:
«Allah hepsini toplayacağı gün “ey cin topluluğu insaninin çoğunu yoldan çıkurdınız” der.» Kaka t Ayeti kerimenin metnindi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder