30 Nisan 2016 Cumartesi

Binaenaleyh gerek yazarlarımız, gerekse okuyucularımız bu önemli ve tehlikeli noktaya dikkat etsinler...

bir yol ve ayrı bir şeriat verilmiştir. Ancak bu da büyük akide esasının hududları dahilindedir.

İslâmî konularda yazı yazarken İslâm’ın Tevhidi Barî hususunda en mükemmel akideyi, Resuller ve risalet gerçeğini en son ' şekli âhiret, hesap ve ceza konularında en mütekamil inancı getiren ilk din olduğunu söyleyenler ve bununla da İslâm’ı övmeyi kasdedenler... Bunlar bu Kur’an’ı hiç okumuyorlar demektir. Şayet okumuş olsalardı, görürlerdi ki, Allah bütün peygamberlerini — Allah’ın salât ve selâmı onların üzerine olsun — tevhid akidesi üzerine göndermiştir. Hiçbir şekilde şirk emaresi taşımayan tertemiz ve mutlak tevhidi getirmişlerdir. Bütün peygamberler, peygamberlik müessesesinin gerçek yönünü ve peygamberin de bir insan olduğunu bildirmişler, dolayısıyle onların ne kendilerine, ne de başkalarına fayda ve zarar dokundurmayacaklarını, Gayb’tan haber veremeyeceklerini, rızkı azaltıp çoğaltma kudretine sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Bütün peygamberler kendi kavimlerini âhiret ve âhiretteki ceza ve mükâfat ile korkutmuşlardır. Ve İslâm akidesinin esasını teşkil eden gerçeklerin hepsini o peygamberler de getirmişlerdir. Binaenaleyh en son gelen bu kitap kendisinden önce gelen kitapların getirmiş oldukları gerçeklerin hepsini tasdik etmiştir. Şu kadar var ki yukarda serdettiğimiz sözler umumiyetle Avrupa kültürünün tesiri sonunda kaleme alınmıştır. Zira Avrupalı; semavî akideler de dahil olmak üzere akide esaslarının milletlerin tekâmül edip ilerlemesiyle tekâmül ettiğini kabul eder. Ancak İslâm’ı müdâfaa ederken, Kur’an’ın prensipleştirdiği İslâm esaslarını yıkmak da doğru değildir. Binaenaleyh gerek yazarlarımız, gerekse okuyucularımız bu önemli ve tehlikeli noktaya dikkat etsinler...

Bu kitabın inzal edilişinin hikmeti ise; ümmülkura denilen Mekke ve çevresinde yaşayanları korkutmaktır :

«Mekke ’lileri ve etrafındakileri uyaran,»...

M e k k e ’ye ümmülkura denilmesinin sebebi insanların doğrudan doğruya eşi ve benzeri bulunmayan tek Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde vazedilmiş, gerek insanlara, gerekse bütün canlılara bir sığınak noktası olarak belirtilmiş olan Kâbc’nin burada bulunmasıdır. Yeryüzüne bütün İlahî davetler burudan dağıl-
mıştır. Aslında daha önce geçen davetler umumî ve âlemşümul d< ğerde değildi.

Bu âyeti kerîme’de kasdedilen husus bir takım İslâm dıısmnm müsteşriklerin bir tuzak olarak kullandıkları gibi İslâm d.ıv.uuıuu sadece M e k k e ’ye ve M e k e ’nin çevresinde bulunan İnimi lara münhasır olduğu mahiyetinde değildir. Onlar bir bütıııı olun bu Kur’an âyetlerini parça parça bölüyorlar ve Hz. M u lı a m > m e d (S.A.) ın evvel emirde kendi davasını M e k k <• ıılıı dı

şında ve o havalide bulunan şehirlerden başkasına tevcih el

istemediğini vehmettiriyorlar. Onlara göre peygamber bu daı mıh« içerisinde çırpınmış ve başlangıçda hayal ufukları bundan daha gu niş sahalara uzanmış değildi. Nihayet yarımadanın her laıalına ya yıldı. Bu yayılmadan sonra önceden kestiremediği ve tıuumunn le sadüflere bağlı olarak plânını genişletmek istedi. Bu da ancak M e d i n e ’ye hicret edip orada devletini kurduktan sonra mum kün oldu!.. Yalan söylüyorlar! M e k k e ’de nazil olan luıı'mı âyetleri işte. İşte daha davetin ilk başında yüce Allah bnyok pay gamberine şöyle sesleniyor : «Biz seni ancak âlemlere ı nlnm ı ulmıı diye gönderdik.»1 «Biz seni ancak bütün insanlara ınüjdch’vlci ve korkutucu olarak gönderdik.» 2 Şu kadar varki o gün I I mı da vasi Mekke muhitinin dar sınırları içerisinde inalısın İmimi, ve sıkıntılar içerisinde eziyetlerle yüz yüze gelmişti

«Âhiret’e inananlar buna inanırlar, nama/.larıııa «la »levam ederler»...

Âhiret’e inananlar, âhirette hesap vereceklerine t,«,zıı 11 mil kâfata nail olacaklarına inanırlar, elbette Allah’ın İnsanim a ■ "I gösterici peygamber göndereceğine de inanırlar. Binaen ıh dı o peygamber’i tasdik hususunda kendilerinde hiçbir sıkıntı lıl ' ı mezler. Hatta o Peygamber’i tasdik hususunda içten gelen blı m m ya sahip olurlar. Ayrıca onlar âhirete ve bu kitaba İnandıkları İçin namazlarına devam ederler ki, devamlı Allah’a karşı knvvellı im bağla bağlansınlar ve namaz şeklinde ortaya çıkan Allah’a lı cd vazifesini yerine getirsinler. Bu her insanın tabiatında bulunan hu haldir. İnsan no zaman âhireti tasdik eder ve onu yakinrn İmimi

1. Knblyu : 107.

2, Sclıc : 20.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder