Lil ve mûcizeler göstermesi, hakkında yapılan iftira ve yersiz tekliflere önem vermemesi gerekir.
Diri olup da dinliyenler bu dâveti kabul ederler, kalpleri ölü olanlar ise, cismen de ölü sayıldıklarından onu kabul etmiyecek-1 erdir. Takdir Allah’ındır. Allah isterse diriltir onları, isterse kıyâ-mette huzuruna toplaymcaya kadar ölü bırakır.
Onlar, daha önceki topluluklar gibi hârikulâde mûcizeler istemektedirler... Allah öyle mûcizeleri göndermeye kadirdir. Fakat, — bizim bilmediğimiz bir hikmete binaen— göndermeyebilir. Şayet hal böyle olmasaydı, kendisinden yüz çevirenlerin bu ağır hareketine karşılık Hz. Peygamber hârikulâde şeyler getirmeye çalışırdı. Hiç şüphe yok ki, Allah bütün mahlûkatını çeşit çeşit hususiyet ve tabiatlarda yaratmıştır. Bütün hususiyetlerdeki hikmetleri tek tek bilen de, ancak tek yaratıcı olarak O’dur. O, inkarcıları karanlıklarda dilsiz ve sağır bırakır da, hikmetine binaen ve hak ettiklerinden dolayı istediğini şaşırtır, istediğini hidâyete ulaştırır...
*
**
33 — «Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette biliyoruz; onlar hakikatte seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar»...
Câhiliyyet günlerinde arap müşriklerinin — ve özellikle — peygamberin dâvetine karşı çıkan Kureyş kabilesinin,
Hz. M u h a m m e d ’in doğruluğunda hiç şüphe etmedikleri muhakkaktı.
Peygamberlikten önce hep bir arada yaşadıkları o uzun müddet içerisinde O’nun doğru ve emin olduğunu anlamışlar, hakkında bir tek yalan bile duymamışlardı. Peygamberlik dâvasına karşı çıkanların önderliğini yapan bu Kureyş topluluğu, aynı zamanda O’nun peygamberliğinde de hiç şüphe etmemekte, Kur’an’ın beşer sözü olmadığını ve beşerin O’nun bir mislini söyliyemiyeceğini kat’iyyetle bilmekte idiler.
Buna rağmen bu inançlarını açıklamayı ve yeni dine girmeyi reddediyorlardı. Onların bu imtinaları elbette ki, peygamberin yalancı olduğundan değildi. Onların bu dâveti reddedişleri kendi mevki ve nüfuzlurınu karşı tehlike sezdiklerindendi. İşte sırf bu
yüzden Allah’ın âyetlerini inkâr etmeye ve içinde bulundukları Şirkte kalmaya karar vermişlerdi...
Kureyş’in Kur’an hakkmdaki hakikî inançlarım ve onu rcd detmelerinin hakikî sebeplerini kat’iyyetle ifade eden deliller çoktur :
« İ b n i İshak; Muhammed bin Müslim bin Şihab Ezzührî ’den rivayetle şöyle der: Ebû Süfynn
bin Harb ve Ebû Cehil bin Hişam ve Z ü h r e oğulları müttefiki olan Ahnas bin Şurayk hin Amr bin Vehb es-sekafî bir gece evinde namaz kılmakta olan Resulullah’ı dinlemeye çıkmışlar her biri yek diğerinin oturduğu yerden habersiz olarak birer birer yer tutup oturmuşlar ve sabaha kadar Resullah’ı dinledikten sonra oradan ayrılmışlardır. Yolda birleşince; birbirlerini tenkid ederek yekdiğerlerine: “Bir daha buraya gelmiyelim. bazı sefihler bizi görürse muhakkak şüphelenir” demişler ve ayrılmışlardır. İkinci gece oIiiiicm her biri gene bir gün önceki yerini alarak, sabaha kadar Rasûlüllulı'ı dinlemişler sabah ölünce giderlerken gene yolda karşılaşmışlar, önceki gün söyleştikleri sözleri tekrar ederek birbirlerinden ayrılmışlardır. Üçüncü gece gene önceki gecelerdeki yerlerini alanık nhİmha kadar Resûlüllah’ı dinlemişler, sabahleyin giderken gene karşı Ilışınca yekdiğerlerine: “Bir daha gelmiyeceğimize söz verilirdin uyrılmıyalım” demişler ve dinlemek için bir daha oraya gelmemek üzere teahhütleştikten sonra ayrılmışlardır. Ertesi sabah A lı ıı e * bin Şurayk bastonunu alarak evden çıkmış, doğruca K h tı SUfyan bin Harb’ın evine gelmiş ve: “Yâ ebâ llıııı / ıılıı, Muhammed ’den duyduklarına ne dersin?” demiştir. O’dıı: " VA ebâ Sa’lebe, vallâhi bildiğim ve maksadım anladığım şeyler dinlediğim gibi, hiç bilmediğim ve manasını anlıyamadığıın biı çok şeyler de işittim” deyince Ahnas: “Ben de, yemin ettiğin
hakkıçün öyleyim” demiştir... Sonra onun yanından çıkarak E h û <’ e h i 1 ’e gelmiş, evine girip ona: “Yâ ebe’l Hakem!
Muhammed ’den işittiklerin hakkında ne düşünüyorsun? Ne işittin?" deyince Ebu Cehil: “Biz Abdülmcnaf oğullarıyla şerefi paylaşamadık! Yedirdiler; yedirdik. Yüklendiler; biz de yüklendik, onlar verdiler biz de verdik; hatta dizlerimizin üzerine çöktü-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder