8 Mayıs 2016 Pazar

(De ki:) Allah size Kitâb’ı açık açık indirmişken O’ndan başka bir hâkem mi isteyeyim? Kendilerine kitâb verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse sakın şüpheye düşenlerden olma.

konularda müşrikler Allah’a iftira ederek ve O’nun hâkimiyetini çiğneyerek bu hakkın kendilerine ait olduğunu ileri sürüyorlardı İşte böylece bu mevzuya âyeti kerîme uzun bir giriş yaparak başlıyor:

ALLAH IN HÂKİMİYETİ

114 (De ki:) Allah size Kitâb’ı açık açık indirmişken O’ndan başka bir hâkem mi isteyeyim? Kendilerine kitâb verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse sakın şüpheye düşenlerden olma.

115 — Rabbimin sözü doğrulukça da, adaletçe de tam kemâlindedir. O’nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, 
S e m i ’dir, Alîm ’dir.

116 — Yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar.

117 — Doğrusu Rabbin, yolundan kimin saptığını daha iyi bilir. Doğru yolda olanları da en iyi O bilir.

Bu âyetler mevzuya girmeden evvel varid olan bir mukaddime hükmündedir. Âyeti kerîme belirli mevzuya giriş yapmak için İmi konulan belirttikten sonra hepsini birlikte doğrudan doğruya küfür ve iman dâvasına bağlıyor:

«Allah’ın âyetlerine iman edenlerden iseniz, üzerine Allah’ın mlı mı ilmiş olan şeylerden yeyin. Size ne oluyor ki Allah size darda kalmanızın dışında haram olanları uzun uzun anlatmışken adının üzerine anıldığı şeyden yemiyorsunuz»...

O girişi müteakip varid olan helâl ve haramlık mevzuu sona örmeden önce gelen iki fıkra ile gerek emir, gerekse nehiy beyan vı* azap konusunda kuvvetli tesirler ihtiva eden başka başka hükümler varid oluyor:

«Doğrusu çoğunluk heva ve heveslerine uyarak bilmeden sapılıyorlar. Aşırı gidenleri en iyi bilen Rabbindir. Günahın açığını da KizIisini de bırakın. Günah kazananlar kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir.»

Daha sonra âyeti kerîme helâl ve haram mcvzuuyla ilgili söze
yeniden başlıyor ve onu doğrudan doğruya İslâm ve şirk dâva ma bağlıyor:

«Üzerine Allah’ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yc-meyin. Bunu yapmak Allah’ın yolundan çıkmaktır. Doğrusu • tanlar sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar. Kğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz de müşrik olursunuz»...

Son olarak âyeti kerîme küfür ve imanın tabiatı ile ilğilı bir başka bölüme geçiyor. Ve bu bölümü de helâl ve haramla ilgili İm meseleyi müteakip zikrettiği görülüyor. Bu birbiri arkası sıra ıml* mek ve birbiri ile ilgili alâka kurmak, bu derece dikkat sarfetmek, İslâm’ın günlük hayat meseleleri ile ilgili hüküm ve hâkimiyet ila vasına bakış tarzını ifade eder.

*

**

(De ki:) Allah size Kitâb’ı açık açık indirmişken O’ndan başka bir hâkem mi isteyeyim? Kendilerine kitâb verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler, öyle ise sakın şüpheye düşenlerden olma.

Bu sual red mahiyette olup Resulullah’ın dilinden îrad edilmektedir. Doğrudan doğruya herhangi bir konuda Allah’dan başkasının hükmünü aramayı ve O’ndan başkasını hâkem secmeyi  inkâr eden bir sual. Bütün meselelerde hâkimiyet cihetini takdir edip ve hiç tartışma konusu yapmaksızın bu hakkı tek başına Allah'a tahsis etme konusu. Allah’dan başka bir ilâhın bulunacağını reddedip her tülü hayat meselesinde O’ndan başkasını hâkem tanımayı kabul etmeyen bir sual:

«Allah’dan başka bir hâkem mi dileyeyim?»...

Sonra... Bu istinkârî sualin mahiyeti ve Allah’dan başkasının hükmünü aramanın çok garip birşey olduğu açıklanıyor Allah hiçbir şeyi gizli kapalı bırakmamıştır. Kullarını; karşılaştıkları hayati meselelerde hükmüne baş vuracakları bir başka kaynağa muhtaç kılmamıştır:

«Size kitabı açık açık indiren O’dur»...

Gerçekten bu kitap, insanların kendi aralarında ayrılığa duş lükleri konularda hükmüne baş vurulması için inmiştir liu kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder