5 Mayıs 2016 Perşembe

Allah’ın şeriatından ve dininden dönerek Allah’a eş koşulan şeylerin dinine ve şeriatına uymanın gerisinde şeytanların yer aldığını görüyoruz. İnsanlara açıkça düşman olan şeytanın müşrikleri adım adım hüsrana ve helâke götürdüğünü müsahade ediyoruz. «Allah'ın size verdiği rızıktan yeyin. Şeytana ayak uydurmayın. O size apaçık bir düşmandır»... Allah’ın şeriatının esaslarına dayanmadan herhangi bir mevzuu helâl veya haram kabul etmekle Allah’a şirk koşmak arasında fark olmadığı bunun da onun gibi bir şirk nevi olduğu açıklanıyor. Allah’ın kahredici meşiyetine bu gibi iddialardan herhangi birisini izafe etmeye çalışmanın her çağda müşriklerin ileri sürdükleri boş bir dâva olduğu belirtiliyor. Aslında Allah’ın iradesi seçme hakkını insanlara vermiştir. Binaenaleyh şirkin insanlar üzerinde bir baskı gücü yoktur. Sadece Allah’ın imtihanı vardır. Onlar her halükârda hakkın mübarek kazbasından sıyrılıp kopmuş değildirler.

kümler ise en sakat yol ve rezaletle yüzyüze getiren hayat düzenidir; «Böylece putlara hizmet edenler puta tapanların çoğunu helâke sürüklemek, dinlerini karma karışık etmek için çocuklarını öldürmelerini, onlara iyi göstermişlerdir.»...

Allah’ın şeriatından ve dininden dönerek Allah’a eş koşulan şeylerin dinine ve şeriatına uymanın gerisinde şeytanların yer aldığını görüyoruz. İnsanlara açıkça düşman olan şeytanın müşrikleri adım adım hüsrana ve helâke götürdüğünü müsahade ediyoruz. «Allah'ın size verdiği rızıktan yeyin. Şeytana ayak uydurmayın. O size apaçık bir düşmandır»...

Allah’ın şeriatının esaslarına dayanmadan herhangi bir mevzuu helâl veya haram kabul etmekle Allah’a şirk koşmak arasında fark olmadığı bunun da onun gibi bir şirk nevi olduğu açıklanıyor. Allah’ın kahredici meşiyetine bu gibi iddialardan herhangi birisini izafe etmeye çalışmanın her çağda müşriklerin ileri sürdükleri boş bir dâva olduğu belirtiliyor. Aslında Allah’ın iradesi seçme hakkını insanlara vermiştir. Binaenaleyh şirkin insanlar üzerinde bir baskı gücü yoktur. Sadece Allah’ın imtihanı vardır. Onlar her halükârda hakkın mübarek kazbasından sıyrılıp kopmuş değildirler.

«Allah’a şirk koşanlar: <(Allah dileseydi babalarımız ve biz pııtn tapmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık” diyecekler. Onlardan öncekiler de, bizim acı gücümüzü tadana kadar böyle demişlerdi. Onlara: “Bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz mıcıık zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz” de.

Tam ve kâmil delil Allah'ın delilidir. O dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi de»...

Sonra bir şahid getirme sahnesi ile karşılaşıyoruz. Onlar kendilerinin haram kıldıkları şeyleri Allah’ın haram kıldığını iddia ediyorlar. Bu sahne sûrenin başlangıç kısmında ülûhiyet dâvası ile ilgili olarak serdedilmiş olan şehadet sahnesini hatırlatmaktadır bize. Haddi zatında bu her iki mesele de aynı derecededir. Hüküm koymağa çalışmakla, ülûhiyetin özelliklerini kendinde iddiaya kalkışmak farksızdır. Şu halde burada mesele aynı meseledir:

«Haydin, de, “Allah şunu haram kıldı diye şehadet edecek, şalı id lirinizi getirin” Eğer gelip yalan yere şahidlik ederlerse, on-
larla beraber olup sözlerini kabullenme, âyetlerimizi yalanynıılu-rın ve âhirete inanmayanların heveslerine uyma. Nasıl uyarsın M, onlar Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.»...

Sûrenin baş taraflarında ülûhiyet dâvası bahis mevzuu edilirken kullanılan ( öJm ) ibaresinin aynısı burada da Kullanılıyor. Nitekim biz bu hususiyeti sûrenin giriş kısmında zikret miştik.

Sonra bu hamle Allah’ü Taâlâ’nm çocuklar, hayvanim ve meyvlererle ilgili adet ve alışkanlıklar konusunda takrir etınlıj olduğu hükümlerin doğru yolun ta kendisi olduğunu beyan ederek nihayete eriyor. Nitekim burada da ülûhiyet dâvası ile İlgili mevzuda kullanılan ifadeler, kesilmiş hayvanların helâl ve haram olması ile alâkalı konulardaki ibarelerin aynısı kullumIiv«a «Bu, dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ııyrı dlljll» recek yollara^ uymayın. Allah size bunları sakınasınız diye emi etmektedir»...

Sûre-i celîlenin akışı, kısaca işaret ederek yaptığımız ikilinin larla son bulmuyor. Seyrine devam ederek Musa pey nam» berin kavmine gelen «herşeyi ayrı ayrı açıklamak, doğruyu «b» termek ve rahmet olmak üzere, belki Rablerine kavuşacaklarımı artık inanırlar diye» verilen kitaptan söz ediyor. Bu arada Allah’tı Taâlâ tarafından indirilen müslümanların uyup sakınmaları genken bu mübarek kitaptan bahsediyor. Ayrıca Yahudi ve IIne.II yanlara daha önce nazil olmuş kitaptan ötürü ileri sürdükleri hüccetin yok olması ve onlara herşeyi inceden inceye açıklayım klta bin gelmemiş olduğunu, binaenaleyh Allah’ın hak olarak koyduğu hükümlerle yalan yere Allah’ın hükümleri olarak BÖylcıımtg olanları ayırd etmek için bilmeleri gereken hususları belirtiyor,

Bunu müteakiben Resulullah’m getirdiği hidayet yoluna uy* mayıp ta yalan yere Allah’a nispet edilen cahiliyyet adetlerine dr vam edip kalanlara bir tehdit varid oluyor. Bu arada tasdike ve peygambere uymaya vesile olmak için harika talebinde bulunan lara da aynı tehdit serdediliyor. İstedikleri bu harikaların geldigl gün son sözü söylenmiş olacağını ve ona uymadıkları takdirde he lâk olup gidecekleri tehdit ifade eder tarzda zikrediliyor:

«Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi yoksa Kahinimi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder