5 Mayıs 2016 Perşembe

Ben vazifemi yapıyorum. Akibetin kimin için hayırlı olacağını bileceksiniz. Zulmedenler şüphesiz kurtulamazlar.”»...

Akide esasıyla ilgili bu hayretengîz gerçekler yığını. Bu sahneler, bu manzaralar, bu ilhâmlarla dolu tesir gücü. Meşiyet gerçeği, beşer psikolojisi ve kâinat varlığı üzerine sarkıtılan bu projejktörler. Beşer hayatının gizli açık amilleri üzerine serdedilen uydınlatmalar... Göklerde ve yerde Allah’ın âlemşümul hâkimiyeti. Beşerin gizli açık yaşayışında, dünya ve âhiretteki İlâhî hükümranlık... Evet bütün bu yığınlarla Kur’an-ı Azimüşşan yemek veya yememek hususundaki bir cahiliyyet âdetini yok etmek için çalışıyor. Bütün bunlara sebep ne?... Aslında bu dinin temel dâvası hâkimiyet dâvasıdır. Ve hâkimiyetin kime ait olduğu dâvasıdır... Eş bir tabirle ülûhiyet ve rububiyet dâvasıdır. Veya ülûhiyet ve rububiyetin kime ait olduğu meselesidir. İşte bunun için Kur’anı Kerîm basit bir mesele üzerine bu kadar ciddiyetle duruyor ve bütün gücünü ve kuvvetini bunun üzerine yığıyor. Cahiliyyet devrindeki hayvanlar, çocuklar, meyveler ve adaklar meselesi üzerine de aynı şiddet ve yığınlarla durmuş idi. Gerçekten cahiliyyet devri arabı Allah’ı doğrudan doğruya inkâr etmiyordu. Hatta Allah’a eş olarak benzer bir ilâhı da kabul etmiyordu. Sadece Allah’-dan rütbe ve makam bakımından daha aşağıda bulunan bir takım ilahları O’na vasıta olarak kabul ediyordu. Ve «onların kendilerini Allah’a yaklaştırması için Allah’a vasıta kıldıklarını» söylüyorlardı. işte böyleydi onların şirki. Bu yüzdendir onlara müşrik denmesi.

Ayrıca müşrik sayılmalarına sebep olan âmillerden birisi de din adamlarının ve kabile reislerinin idaresi altında kendiliklerinden hayatları ile ilgili hususlarda bir takım hüküm ve prensipler, adet ve ananeler icad ediyor sonra da onu kendilerine Allah’ın emrettiğini, Allah’ın koyduğu bir hüküm olduğunu kabulleniyorlardı. Hatta onlar putperestlikte, şımarıklığa kadar gidip de bu hükümleri kendi kendilerinin malı durumuna getirmiyor, kendilerinin de Allah’ın hâkimiyetinden ayrı olarak bir takım hükümler çıkaracak yüce bir kaza yetkisine sahip olduklarını iddia etmiyorlardı. Günümüzün putperestlerinin yaptıkları bu şımarıklık örneğini onlar bilmiyorlardı bile Ama bütün bunlara rağmen onlar da müşrik idiler ve bu şekilde idi şirkleri. İlâhlarına adadıkları hayvanlar ve meyveler ile ilgili Allah’ın hükmü olarak kabul ettikleri ve kendi yanlarından uydurup koydukları adet ve hükümler de bunlar arasında idi. Sonra bu hususlarda kendi arzularına göre tasarruf ediyorlardı, yahutta kâhinlerinin ve din adamlarının arzularına göre: «Putları için ayırdıkları Allah için verilmez, ama Allah için ayırdıkları putlarına verilirdi»...

Bir kısmı da bu sapık ilâhlara karşı çocuklarını adıyorlardı Kabilenin adet ve örfüne tabi olarak kız çocuklarını öldürüyorim dı. Bir başka kısmı da hayvan ve bitkilerini ilâhlarına veriyor vo ilâhlarının istediğinden başkasını yedirmiyorlardı. Ve bunun l»»ı »m olduğunu sanıyorlardı. Bir başka kısmı da bahire, sulbe , vasile ve ham adı verdikleri hayvanlara binmeyi kemli lerine yasaklamışlardı. Bir başka kısmı ise hayvan kesilirken u/e rine Allah’ın adının anılmasını men etmişti. Ve bunun d» Alini» •» rafından emredildiğini kabullenmişti. Bir kısmı da hayvani tim karnındaki yavruyu sadece erkeklere tahsis ediyor ve dişilere l»lr-şey vermiyorlardı. Yalnız yavru ölü doğunca dişiler de bundan |>n yım alıyorlardı. Ve bunu helâl, öbürünü de haram kabul cdiyoil»» dı. Bir kısmı da ölü hayvanı helâl olarak kabul ediyor ve onu Ab lah kesmiştir, Allah kestiği için de helâldır diyorlardı...

Bütün bunlara Kur’an-ı Kerîm aydınlatıcı hamlelerle kıtını koyuyor ve akide ile ilgili esaslı prensipler yığını ile cevap veı ı yor. Sûrenin bütününün akışına uygun şekilde iman ve şirk tlA vasi ile ilgili mevzulardaki tutumunu burada da tekrarIıyoi Vı ğınlarca duygu ve gerçekler ifade eden sahneler arzediyoı Ihı hamlelerin gerisinden bu meselenin bir din meselesi olduğunu vo bu akidenin temel dâvası olduğunu beyan ediyor. Öyleyse hu ı.lııj-kanlık ve adetleri müşriklere hoş gösteren şey Allah’a eş koştuk lan putlardır. Hayatlarını mahvetmek ve dinî duygularını yok el mek için hüküm koyan kendilerini Allah’a eş kabul eden pul hu dır. Dinî duyguları birbirine karıştırmakla hayatı kökten mahvol mek arasında kuvvetli alâkalar vardır. Allah’ın şeriatı en açık tim ve en sağlam hayat nizamıdır. Allah’tan başkasının koyduğu hu
Ftzılftl-il Kur'ıın, C: 5
I': 21

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder