7 Nisan 2016 Perşembe

Araplardan peygamberle alay edenler ve onu yalanlayanları kendilerinden öncekilerinin acı akıbetleri ile yüzyüze getirerek kalplerine dokunmakta, kendilerini bekleyen bu akıbeti, bu istihza ve alayda İsrar ederler ve yalanlamaya devam ederlerse başlarına gelecekleri hatırlatmaktadır.

ettikten Allah’ın rahmeti ve ilmi icabı bu iddialara karşılık verilmediği ifade edildikten sonra gelen bu bölüm iki önemli gayeye mebni olsa gerek.

Birincisi: Resulullahı teselli etmek, döneklerin inadı ve yalanlayıcıların tekzibi karşısında onu sevindirmektir. Bunun yanı sıra Resulullahın kalbini tatmin ederek Allah’ın peygamberleri yalanlayanlar ve alaya alanlar konusundaki değişmez kanununu belirtilmektedir. Ayrıca bu dönekliğin ve yalanlayıcılığın Hak dâvasının tarihinde yeni birşey olmadığını beyan ederek gönlünü almaktadır. Kendisinden önce geçen peygamberler de aynı şeylerle karşılaşmışlardır. Ve o peygamberleri alaya alanlar hak ettikleri cezayı bulmuşlar ve alay ettikleri konuda gerekli azaba düçar olmuşlardır. En nihayet de Hak batıla üstün gelmiş ve onu mağlûp etmiştir.

İkincisi: Araplardan peygamberle alay edenler ve onu yalanlayanları kendilerinden öncekilerinin acı akıbetleri ile yüzyüze getirerek kalplerine dokunmakta, kendilerini bekleyen bu akıbeti, bu istihza ve alayda İsrar ederler ve yalanlamaya devam ederlerse başlarına gelecekleri hatırlatmaktadır. Allah’ü Taâlâ kendilerinden önce de onlardan çok daha kuvvetli ve yeryüzünde daha çok-yer tutmuş, kendilerinden daha zengin ve gelişmiş kimseleri, nesilleri yok edip gitmişti. Nitekim Hak Taâlâ onları bu âyetlerin giriş kısmında o korkunç vakıalarla kalpleri tiril tiril titretecek dehşette zikretmişti.

Uyanmayı gerektiren ifadelerden birisi de âyeti kerîmedeki şu

İbare;

«De ki; yeryüzünde yürüyün, sonra da yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın»...

İbret almak, düşünmek ve görmek için yeryüzünde dolaşmak, Allah’ın kanunlarını hâdiselerde canlı olarak görmek, geçmiş olayları eski eserlerin alnında müşahhas olarak mütalâa etmek ve bu hâdiselerle ilgili çevrede yaşayan insanlar arasında dönüp dolaşan tarihî rivayetleri öğrenmek için gezmek... Evet böyle bir hedefe rnebni olarak ve böyle bir duygu ile seyahata çıkmak Araplar için gerçekten de çok yeni ve alışılmamış bir şeydi. Bunlar İslâm’ın Rabbânî nizamının Arapları cahiliyyet bataklığından kurtarıp bu yücc görüş ve düşünce, duygu ve bilgi seviyesine ulaştırmak için sarf
ettiği gayretin önemini ifade eder. Aslında onlar yeryüzünde birçok kerre seyahata çıkıyorlardı. Ticaret ve geçim için muhtelif yelleri dolaşıyorlardı. Daha çok avlanmak ve hayvanlarını otlatmak 1 için böyle geziler tertip ediyorlardı. Dolayısıyle tamamen maişet leri ile ilgili oluyordu. Bir eğitim ve bilgi metoduna dayanarak seyahata çıkmak ise, onlar için gerçekten çok yeni bir şeydi İşte bu yeni nizam onları bu seviyeden alıyor, ellerinden tutarak adım adım cahiliyet bataklığından çıkarıyor, doğru yola götürüyor ve ) nihayet ulaşabilecekleri en üstün noktaya, ta zirveye çıkarıyor«lıı

Bu tarzda insanlık tarihini ideolojik prensiplere uygun olmak açıklama metodunu işte böylece öğretiyordu Kur’an araplaıa Ta rihî hâdiseleri birbiri peşisıra gelen ve her gelişte de aynı sebep lerle, aynı neticeleri doğuran İlâhî kanunlara uygun olarak İn sanlar bunu istedikleri zaman iyice düşünebilirler. Ve düşünce lerini bu temel prensiplere ve onun neticelerine göre bina « dm ler. Beşer tarihini böylece devir devir, merhale merhale öğrenebilirler. Esas itibariyle bu tarzda tarihi açıklama metodu o cim kü bütün beşer kafaları için de yeni bir şeydi. Zira o gün lıımı miyetle tarih rivayetlerden ve tebliğ edilen haberlerden ibaretli Hâdiseler sadece müşahede ve rivayetlere dayanılarak açıklımı yor, insanların alışkanlık ve âdetleri serdedilerek bitirillyordu Hâdiseler arasında bir tahlil ve tertip yapılarak irtibat km imik sebep ve neticeler arasında kurulan irtibatı belirlemek, mm İmle ve devirler arasındaki münasebetleri iyice gözler öniine noımek, görülmüş şey değildi. İşte Kur’an nizamı gelince beşeriyeti İne, lı bir ufka yükseltti. Beşer tarihinin hâdiselerine bakış ufku gel mil Yeni bir metod vazetti. Bu yeni metod bilgi ve düşünce yolundu bir merhale değildi. Yepyeni bir metotdu. Ve ancak bu melodin lıı.snlık tarihi sağlam bir açıklamaya kavuşabilirdi.1

Çeyrek asırlık bir zaman içerisinde saadet devri arabında meydana gelen bu korkunç ve dehşetengiz değişimi görüp de hayrete düşen ve dehşete kapılanlar muhayyilelerini İktisadî amillerin ge i llindeki çırpınışlardan sıyırarak yeni gelen Rabbânî nizamda giz İtinmiş olan enerji kaynağında aramaya çalışsalar bu hayret ve

I «Ulftmın Tarih Gdrlijtl İçin Isl&nı l)ii)Uııccsiııin Hususiyetleri» »dİı eserimi/,e bakım/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder