7 Haziran 2016 Salı

Allah’a îman insan fıtratının diriliğinin ifadesidir. Fitri alıcı cihazların sağlamlığına delâlet eder. İnsan idrâkinin doğru çalıştığını gösterir. Beşer bünyesinin canlı olduğunu belirtir. Ve varlıklar âlemindeki gerçekler karşısında insanın duygu sahasının genişliğini ifade eder. Ve işte bütün bunlar pratik hayattaki kurtuluşu sağlayan unsurlardır.

Evet böylece... «Gökten yerden bereketler yağdırırdık»... Evet hesapsız bereketler... Üstlerinden ve altlarından... Umumu itibariyle Kur’an-ı Kerîm’in ifadesi şumullü bir tabir kullanıyor ve sonsuz bir feyzin ışıklarını saçıyor. Bu feyz beşerin alışa geldiği rızıklardan ve nimetlerden hiç birisine uygun veya benzer değil. Ve onların hepsinden üstte.

Gerek bu âyeti kerîme, gerekse bundan önceki âyeti kerîme üzerinde bir nebze duralım. Hem kâinat ve beşer hayatı ile ilgili, hem de inanç sistemleri ile alâkalı gerçekler üzerine bir an eğilelim. İnsanlık tarihinde fonksiyonel rol oynayan amiller karşısında durup pozitivist felsefelerin ve beşer yapısı sistemlerin tamamen gafil kaldığı, hatta bütünüyle inkâr ettiği noktalar uzak ve beşer tarihinin seyrinden ayrı bir konu değildir. Allah’a îman ve Allah korkusu fertleri ve cemiyetleri Allah’ın vaadi olarak göklerden ve yerden coşan feyiz ve bereketlere ehliyetli kılar. Ve şüphesiz ki Allah’dan daha doğru olarak vaadini yerine getiren kimse yoktur. Biz müminler Allah’a inananlar olarak bu İlâhî vaadi inanmış bir gönülle benimsiyor ve hemen tasdik ediyoruz. Bunun sebep ve illetlerini sorup araştırmıyoruz. İfade ettiği manayı beklemekten bir an tered-düd etmiyoruz. Biz müşahhas olarak görmediğimiz halde Allah’a inanıyor ve bu îmanın gereği olarak Allah’ın vaadini tasdik ediyoruz...

Sonra Allah’ın bu vaadine îmanımızın da emrettiği gibi dikkatli bir düşünce ile bakıyor ve işte o zaman bu vaadin sebep ve illetini buluyoruz... Allah’a îman insan fıtratının diriliğinin ifadesidir. 
Fitri alıcı cihazların sağlamlığına delâlet eder. İnsan idrâkinin doğru çalıştığını gösterir. Beşer bünyesinin canlı olduğunu belirtir. Ve varlıklar âlemindeki gerçekler karşısında insanın duygu sahasının genişliğini ifade eder. Ve işte bütün bunlar pratik hayattaki kurtuluşu sağlayan unsurlardır.

Allah’a îman, ileriye doğru fırlatıcı ve itici bir kuvvet kaynağıdır. Beşer bünyesinin bütün ihtiyaçlarını kaplar. Beşer bünyesini tek bir istikâmete yöneltir ve onu harekete sevkeder. Bu hareketin kuvvet kaynağı Allah’a îman duygusudur. İnsan yeryüzünü imar etmek için Allah’ın insana verdiği hilafet vazifesini yerine getirerek * ilâhî iradeyi tuhukkuk ettirmeye çalışır. Yeryüzündeki fesat ve fitne unsurlarını bertaraf edip hayatın gelişmesine ve ilerlemesine yardımcı olur. Ve işte bütün bunlar da pratik hayattaki başarının önemli unsurları arasında yer alır.

Allah’a îman kullara kulluktan ve şehvetin kölesi olmaktan Kurtuluşu sağlar. Ve şüphesiz ki Allah’a kul olarak kullara kul olmaktan kurtulmuş olan insan yeryüzünden hilafet vazifesini en sağlam ve en doğru şekilde ifa eder. Birbirlerine kul olan insanlardan, şehvetin esiri kullardan çok daha faydalı olur.

Allah korkusu fertlere dikkatli bir uyanıklık verir. Ve İnsanı patlamalardan, heyecandan, haddi aşmaktan ve gururdan korur. Hem hareket enerjisinden, hemde hayat enerjisinden muhafaza eder. Ve beşere, enerjisini; sıkılganlık içerisinde çekinerek haddi aşmayacak, şiddete kapılmayacak, faydalı çalışma yollarını tecavüz etmeyecek şekilde kullanmasını sağlar.

Hayat yoluna devam ederken itici güçlerle önleyici güçler arasında bir uygunluk sağlamışsa, yeryüzünde çalışırken, semaya doğru tırmanırken, beşerî arzu ve isyanlardan azade olarak Allah'a İm ıjıı vı* ibadet içerisinde bulunursa; o zaman sağlam ve temiz Mı yolda seyrine devam eder. Verimli olarak çalışır, Allah’ın ı menim hak kazandığı gibi, yardım ve inayetine de müstahak olur Ve İşle <• zaman hiç şüphesiz bir bereket kuşatır hayatın çevresini. Iluyıı tÜHÜ sarar. Kurtuluş ışıkları parlatır etrafını. Bu yönüyle İşle mene le Allah’ın gizli olan bu tutumun yanı sıra gözle görülebilen bit 1 a kın durumuna geçer. Evet açıkça sebep ve illetleri belirlilen Mı ' 1 km haline. Allah tarafından vadedilmiş olan gizli takdirin yanı m ra ortaya çıkan bir gerçek haline gelir.

Allah’ın inananlara ve sakınanlara vadettiği tekit, ve yakın İçe ı lalnde belirttiği bereketine gelince; bunun pekçok çeşitleri vurdu Ayeti kertme bunları teker teker sıralamadığı gibi kesin şekilde lalı dld de etmiyor. Kur’an’ın ifadesinin insana verdiği duygu heı la lallan akıp coşan, her yandan fışkırıp gelen hadsiz hudutsuz, Niıyıl makla bitmeyen, açıklamakla tükenmeyen bir bereket ve feyiz nalı nesidir. Evet her şekli ve rengi ile bereket... Her çeşidi ve haliyle beıekot... İnsanların gördükleri ve düşündükleri, hayal ve düşün re Aleminde akıllarına ve zihinlerine gelmeyen, günlük hayatların da gözleri ile görmedikleri, kulakları ile duymadıkları bereket.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder