«Kendilerine: “Aşağılık birer maymun olun” dedik»...
Ve onlar da horlanmış birer maymun haline geldiler. Tıpkı reddi mümkün olmayan İlâhî kelâmın cereyanı gibi. Bu kelâmı söyleyen hiçbir şeyi yapmaktan aciz değildir. O her şeyden münezzehtir.
Daha sonra da bu ümmî peygambere inanan ve tabi olanlarm dışında İsrailoğullarının hepsini içerisine alan bir ebedî lânet halkası gelir. Sonu gelmeyen isyan devresinden sonra durumları bu lânete kadar götürmüştür onları. Ve İlâhî hüküm, reddi ve engellenmesi mümkün olmayan tarzda südûr etmiştir :
«O vakit Rabbin kıyamet gününe kadar onların üzerine kendilerini en kötü azaba düçar edecek kimseler göndereceğini yeminle bildirdi. Şüphe yok ki Rabbin cezayı çabuk verendir. Muhakkak ki O, G â f û r ’dur, Rahim ’dir»...
Bu ebedî bir izindir, emirdir. Ve südurundan itibaren tahakkuk zemini bulmuştur. Muhtelif aralıklarla çeşitli devrelerle Allah’ü Teâlâ yahudilere azapların en kötüsünü içiren kimseler göndermiştir. Ve bu emir umumu itibari ile nüfuzunu devam ettirecektir. Zaman zaman Hak Teâlâ onlara azapların en korkuncunu içiren zalimler gönderecektir. Onlar ne zaman serpilip yayılmaya başlasalar, yeryüzünde haddi tecavüz ederek isyana kalkışsalar, Allah’ın musallat kıldığı kullarından bir kitle bu zalim, haddini mütecaviz, uğursuz, menhüs ve günahkâr topluluğun başına korkunç darbelerini indirecektir. Bunlar bir günahdan sırf başka bir günaha kalmak için çıkarlar. Bir sapıklıktan kurtulur kurtulmaz hemen bir başka sapıklığa kanat gererler...
Zaman zaman bu ebedî lânet emrinin durduğu görünür gibi olur insana. Yahudilerin şeref kazandıkları, boyunlarının uzadığı sanılır. Ne var ki bu; gelip geçici tarihî devrelerden bir devredir. Kimse bilmez Allah’ın bu ikinci devrede onlara kimi musallat kılacağını. Sonra da kıyamete kadar kimleri boyunlarına bindireceğini...
Allah’ü Teâlâ kıyamet gününe kadar yüce peygamberine Kur’an-ı Mübîn’inde bildirdiği gibi bu lUrekli emrini yeminle be-
lirtmiştir. Bu emrin hemen arkasından da Allah’ın rahmet ve azap sıfatlarını yerleştirmektedir :
«Şüphe yok ki Rabbin cezayı çabuk verendir. Muhakkak İti O, G â f û r ’dur, Rahim ’dir»...
O azabının çabukluğu ile azap kelimesine müstahak olaııbnı hemen alıverir. Nitekim deniz sahilinde bulunan kasabanın İmi kını da böylece alıvermişti. Mağfireti ve rahmeti ile de sevaba nail olan İsrailoğullarmın tövbesini kabul eder, yanlarındaki Tavı »I ve Incil’de geleceği yazılı bulunan bu ümmî peygambere tabi nluiı lurı bağışlar. Şüphesiz ki Hak Teâlâ’mn azabı hâşâ kin ve lııMkAnı duygusundan gelmemektedir. Hakkın verdiği ceza müstahak «»İmi» İma verilen en adi cezadır. Onun gerisinde de mağfiret ve minnet yer alır...
NE KADAR DENEDİK BİZ ONLARI?
Daha sonra hikâyenin seyri, tarihin seyri ile birlikte atlım atlını ilerliyor. Musa peygamberden sonra birbiri ardınca gelen «illeri takip ederek Rasulullah (S.A.V.)’ın yüzyüze bnhıinlnı.n n" Nillere kadar geliyor. Ve M e d î n e’deki İslâm ccııınnlııııtı km şısında bulunan yahudilerden söz ediyor :
168 — Biz onları yeryüzünde iyiler ve aşağılıklar «İmal» l><‘ lük bölük ayırdık; iyiliğe dönerler diye onları güzellikleı v< kaili lüklerle sınadık.
16!) — Onlardan sonra gelen kötü bir nesil Kilıılı'u mirasçı «»I dıı. «Biz nasıl olsa affedileceğiz» diyerek Kitnh’ııı bükümlerini ıh ğiştirme karşılığı bu değersiz dünyanm mallarını alırla» Ylııe oııa benzer geçici bir şey kendilerine gelince onu da alırlar. Onlardan, Allah’a karşı ancak gerçeği söyleyeceklerine dair Kilııl» üzerine alııl alınmamış mıydı? Kitab’da onları okumamışlar mıydı? Allah'a kıııjı gelmekten sakınanlar için âhiret yurdu daha hayırlıdır. Daha alı lınr/ı başınıza almayacak mısınız?
170 — Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namaz kılanlar İçin ecir vardır. Biz, iyiliğe çalışanların ecrini elbette zayi etmeyiz.
Musa peygamberden sonra gelen İsrailoğullarmın kıssam m tamamlayıcı mahiyette olan bu âyetlerin seyri içerisinde yur hl nlttıuf bulunan medeni Ayetlerin devamı bu kadar... Yahu-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder