«Sonra peygamberlerin ardından M u s a ’yı âyetlerimizle Fir’avn ve erkânına gönderdik. Âyetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak.»...
Bu âyeti kerîme Hz. Musa ile Fir’avn ve erkânı arasındaki kıssanın anlatılışındaki ana gayeyi sarahaten açıklıyor. Bu gaye bozguncuların âkibetinin nasıl olduğuna bakıp ibret almaktır. Hedefi belirten bu kısa özetten hemen sonra gayeyi genişçe izah edc-n, tafsilâtlı olarak gözler önüne seren diğer halkalar sıralanmaya başlıyor.
MUSA GELİYOR
Kıssa canlı manzaralarla bölümlere ayrılıyor. Her sahnede hareket ve karşılıklı konuşma dalgaları bulunuyor. Her sahnenin kendisine has işaretleri ve tesirleri yer alıyor. Mevzuun akişı içerisinde yer yer ibretli noktalara parmak basılıyor. Sıralanan tevcihatın içerisinde âlemlerin Rabbi olan Allah’a davet ile, kulların başına musallat olmuş olan ve Allah’dan başka kendilerinin tanrılığını iddia eden putlar arasındaki savaşın tabiatını ve mahiyetini açıklıyor. Ayrıca açıkça söylendiği zaman akidenin verdiği kudreti, put-çuların hâkimiyetinden korkmamayı, şiddetli azap ve tehditlere kulak aşmamayı da açıkça belirtiyor:
«Sonra peygamberlerin ardından Musa ’yı âyetlerimizle Fir’avn ve erkânına gönderdik. Âyetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak.»...
O memleketlerden sonra, o memleketlerin ahalisinin başına gelenlerden sonra idi Musa (A.S.)’ın gönderilişi... Âyeti kerîme kıssayı Fir’avn’ın ve erkânının risalet müesssesini nasıl karşıladığını belirten bölümle başlıyor. Sonra onların böyle karşılamalarının sebebini kısaca açıklayan bir özet geliyor. Bu özette anlatımda çabuk davranıldığı gibi, vardıkları âkibete işaret etmek hu-
»usunda da seri davranılıyor. Onlar bu âyetleri inkâr etmişlerdi. Veya Kur’an-ı Kerîm’in ifadesiyle âyetlere karşı haksızlık etmişlerdi. Kur’an-ı Kerîm’de çok kere zulüm kelimesi ile fısk kelimesi Küfür veya şirk manasına kullanılır. İşte burası da bu ifadelerin aynı manada kullanıldığı bölümlerden birisidir. Zira gerek şirk, gerekse küfür zulmün en iğrenç şeklidir. Fıskın da en kötü biçimi Gerek küfredenler, gerekse Allah’a şirk koşanlar en büyük hakikate karşı, yani üluhiyet ve tevhid hakikatına karşı haksızlık etmek le, dünya ve âhirette kendilerini helâke sürükledikleri için kendi kendilerine zulmetmektedirler. Ayrıca insanları bir tek Allah’a kulluktan çıkarıp muhtelif tanrılara ve sayısız putlara kul etmelerin • len ötürü insanlara da zulmetmektedirler. Hiç şüphesiz ki bundan daha büyük bir zulüm olmaz. Binaenaleyh küfür zulümdür «ve kafirlerde zâlimlerin kendileridir». Aynen Kur’an-ı Kerîm’in ifa«I«* el lifti gibi... Küfredenler veya şirk koşanlar fişka dalmış olduklmı gibi Allah’ın doğru yolundan çıkmış ve insanı cehennemden lunluı hlı yola sürüklemeyen muhtelif yollara dalmışlardır. Gerçeklen Klr’avn ve erkânı da Allah’ın âyetlerine karşı zulmetmişlerdiı Yu iıl onları inkâr edip küfretmişlerdir:
«Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak»
15u âkibet âyeti kerîmelerin seyri içerisinde yakında gelendi Ilı Ama şu anda biz, bozguncular kelimesinin ifade elliği ımuuı va bir göz atalım. Burada bozguncular kelimesi kâfirler ve /Allmleı kelimesiyle eş manaya gelmektedir. Onlar Allah’ın üyeline /idim i inekle küfredip inkâr etmişlerdir. Öyle ise bu bozguncuların aklbe Unlu nasıl olduğuna bir bak. Onlar bozguncudurlar, çünkü küfre dip inkâr ederek zulme dalmışlardır. Küfür ise bozgunculuğun eti İğrenç şekli, bozgunculuk yapmanın en şeni biçimidir. Ilııyal an •■ak lek bir Allah’a îman ve bir tek ilâha ubudiyet esasına dayan dıftı zaman doğru yolu bulur... İnsanların hayatında ubudiyet, yal m/. Allah için olmadığı zaman yeryüzü bütünüyle bozguncularla dulıır. Tek başına Allah’a kulluğun manası insanlara hâkim bir lek elemlinin bulunmasıdır. Kulların ibadet ve kulluk vazifesini yalın/. " lek bir yaratana karşı ifa etmeleridir. Beşerin değişik arzularına ve basit şehevi duygularına mahkûm olmadan insanların hayallim huyu sadece Allah’ın şeriatına boyun eğmeleridir.,, Meydanda kul
Kur’an-ı Kerîm’de çok kere zulüm kelimesi ile fısk kelimesi Küfür veya şirk manasına kullanılır. İşte burası da bu ifadelerin aynı manada kullanıldığı bölümlerden birisidir. Zira gerek şirk, gerekse küfür zulmün en iğrenç şeklidir. Fıskın da en kötü biçimi Gerek küfredenler, gerekse Allah’a şirk koşanlar en büyük hakikate karşı, yani üluhiyet ve tevhid hakikatına karşı haksızlık etmek le, dünya ve âhirette kendilerini helâke sürükledikleri için kendi kendilerine zulmetmektedirler. Ayrıca insanları bir tek Allah’a kulluktan çıkarıp muhtelif tanrılara ve sayısız putlara kul etmelerin • len ötürü insanlara da zulmetmektedirler. Hiç şüphesiz ki bundan daha büyük bir zulüm olmaz. Binaenaleyh küfür zulümdür «ve kafirlerde zâlimlerin kendileridir».
YanıtlaSilhttp://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/okuogrenistikametini-belirle-akide.html