5 Haziran 2016 Pazar

«Biz de onların âyetlerimizi yalan saymaları, âyetlerimizden gafil kalmaları yüzünden öc alarak hepsini dibi görünmez denizde boğduk»...

Ve işte kendi görüşlerine göre bu, yeryüzünü bozguna vermek demekti... Yahut da günümüzdeki modern cahiliyet kanunlarının bu gibi davetlerin karşısına çıkarken söylediği gibi siyasî ve sosyal nizamı devirmek için çalışmak demekti. Allah’ın hâkimiyetini gasbeden modern cahiliyetin putçularının nazarında da âlemlerin Rabbı olan Allah’a davet etmek devletin sosyal ve siyasî nizamını devirmek manasına gelir. Allah’ın hâkimiyetini gasbetmekle Allah’a ait olan hususiyetleri kendi şahısları için iddia etmektedirler. Her ne kadar bunu dilleriyle söylemeseler de meydana çıkan vakıa bunun delili durumundadır. Zira modern cahiliyetlerde idare kullardan bir kulun bütün kulları kendisine kul etme esasına dayanmaktadır. Halbuki âlemlerin Rabbına davet etmek ise her şeyden önce kulların kullara kulluğu değil, kulların Allah’a kulluğu esasına dayanır... İşte böyle demişti F i r a v n ’un sihirbazları mağlûp oldukları hakikat karşısında îmana gelip de âlemlerin Rabbı olan Allah’a davet edildikleri zaman onlara böyle seslenmişti F i r a v n... Ve bu ilân ile kulları kulluktan sıyrılmışlardı. Firavn ve erkânı ise onların bu ilânını memleket ahalisini memleketten çıkarmak şeklinde vasıflandırmış ve en korkunç azap ile tehdit etmişlerdi kendilerini: « F r a v n : Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz?
doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir. Fakat siz göreceksiniz. And olsun ki ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sonra da hepinizi asacağım, dedi»...

Diğer yandan âlemlerin Rabbına inanmış olan, bir olan Allah’a teslim olup, Allah’ın uluhiyetini gasbeden sahte putlara kul olmaktan çıktıklarını açıklayan bu sihirbazlar kendileri ile putçuların arasında cereyan eden savaşın önemini biliyorlardı. Aslında bu savaş bir iman savaşı idi. Zira putçuların hâkimiyetini tehdit eden en önemli unsur îmandır. İnanan kişi âlemlerin Rabbına teslim olduğunu ilân etmekle veya doğrudan doğruya Allah’ın âlemlerin Rab-bı olduğunu açıklamakla o putların hâkimiyetini tehdit etmiş olur. İşte bundan dolayıdır ki onlar da Firavn ’un ithamını reddederek bu oyunun Firavn tarafından oynandığını, maksadının halkı memleketten çıkarmak olduğunu ilân etmişlerdi. Aslında Firavn ’un ileri sürdüğü itham Allah’ın âlemlerin Rabbı olduğu»-na inunanlara karşı modern cahiliyetin kölelerinin ileri sürdükleri
İdarî nizamı devirme hareketi ve ithamına benzemektedir... «Sen Rabbımızm âyetleri gelince onlara îman ettiğimiz için bizden intikam almak istiyorsun» dediler... Sonra inandıkları Allah’a teslim oldular ve O’na kullukta direndiler: «Rabbımız, bizim üzerimize sabır boşalt ve canımızı müslüman olarak al» diyerek Allah’dan başkasına kul olmaktan sakındılar. Ve işte böylece Allah onların gönlüne İslâm gerçeğini yerleştirdi. Ve bu aydınlığa tabi oldular.

3 — Hz. Musa ’nın F i r a v n ’a ve erkânına karşı getir miş olduğu mucizeler zikredildikten sonra... Allah’ın onların ıi/< rine afetler göndermesi ekinlerden ve meyvelerden azlıkla onları İmtihan etmesi ve onları bütün bu hususlarda direterek inatla hu geı çeklere karşı gelmeleri ve neticede Allah tarafından helak adlinin leri hususu belirtildikten sonra... Hak Teâlâ’nın buyurduğu gibi 
«And olsun ki, biz de F i r a v n ailesini, ders alsınlar diye, yıllarca kuraklığa ve mahsul kıtlığına uğrattık.

«Onlara bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim hakkımızdır ” derler, bir fenalığa uğrarlarsa da, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna verirlerdi. Bilin ki, kendilerinin uğradığı uğursuzluk Allah katındandır. Fakat çoğu bunu bilmezler.»

« F i r a v n ailesi: “Bizi sihirlemek için ne mucize gözterirsen göster, sana îman etmeyeceğiz” dediler»...

«Bunun üzerine biz de, ayrı ayrı alâmetler olınak üzere, başlarına tufan, çekirge, haşeret, kurbağalar ve kan gönderdik Yine de (îmanı) kibirlerine yediremediler. Onlar öyle günahkarlar güruhu İdiler.»...

«Azab başlarına çökünce: “Ey Musa, bizim için Rabbine **sana olan ahdî hürmetine— duâ et. Bizden bu azabı kaldırırsanand olsun ki, sana îman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle beraber göndereceğiz” dediler»...

«Azabı — nasıl olsa sonuna gelecekleri— bir müddet için üzerlerinden kaldırınca hemen sözlerinden cayıyorlardı»...

«Biz de onların âyetlerimizi yalan saymaları, âyetlerimizden gafil kalmaları yüzünden öc alarak hepsini dibi görünmez denizde boğduk»...

Evet bütün bunların açıklanışının ötesinde putçuların batıl üzerinde ne kadar İsrar ettiği, hakka karşı gelmekte ne derece direndiği ve âlemlerin Rabbine davet edilmeleri karşısında ne kadar mukavemet gösterdikleri açıkça belirmektedir.

1 yorum:

  1. Allah’a davet etmek devletin sosyal ve siyasî nizamını devirmek manasına gelir. Allah’ın hâkimiyetini gasbetmekle Allah’a ait olan hususiyetleri kendi şahısları için iddia etmektedirler. Her ne kadar bunu dilleriyle söylemeseler de meydana çıkan vakıa bunun delili durumundadır.
    https://www.youtube.com/watch?v=LtqXeLaRr0U&list=PLr342JFErS74PD1gdrTSqmdDze38nBN9_&index=4

    YanıtlaSil