13 Haziran 2016 Pazartesi

De ki: «Ey insanlar, doğrusu ben, göklerin ve yerin hükümrânı, O’ndan başka tanrı bulunmayan, dirilten ve öldüren Allah’ın, hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Allah’a ve okuyup yazması olmayan, haber getiren peygamberine — ki o da Allah’a ve sözlerine îman etmiştir— îman edin, ona uyun ki doğru yolu bulasınız.»

156 — «Bu dünyada ve âhirette bizim için güzel olanı yaz, biz sana yöneldik» dedi. Allah: «Ben dilediğim kimseyi azabıma uğratırım. Fakat rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Rahmetimi; sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize îman edenlere yazdım.»

157 — «Onlar ki yanlarındaki Tevrat’ta ve Incil’de yazılı gördükleri, okuyup yazması olmayan peygambere tabi olurlar, o peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, tertemiz ve iyi olan şeyleri helâl, kötü ve zararlı şeyleri haram eder, onların sırtlarındaki ağır yükü kaldırır, onların zincirlerini kırar, o peygambere inanıp ona saygı gösteren, yardım eden, onunla birlikte gönderilen ışığa uyanlar yok mu, murada erenler işte onlardır» buyurdu.

158 De ki: «Ey insanlar, doğrusu ben, göklerin ve yerin hükümrânı, O’ndan başka tanrı bulunmayan, dirilten ve öldüren Allah’ın, hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Allah’a ve okuyup yazması olmayan, haber getiren peygamberine — ki o da Allah’a ve sözlerine îman etmiştir— îman edin, ona uyun ki doğru yolu bulasınız.»

159 — Musa ’nın kavminden bir topluluk hakkı gösterirler ve onunla hükmederlerdi.

160 — Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde on iki topluluğa ayırdık. Kavmi Musa ’dan su isteyince ona: «Asânla taşa vur» diye vahyettik; taştan on iki pınar fışkırdı, herkes içeceği yeri öğrendi. Bulutla üzerlerine gölge yaptık. Onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. «Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin» dedik. Onlar, karşı gelmekle bize değil kendilerine zulmediyorlardı.

161 — Onlara : «Şu şehirde yerleşin, dilediğiniz gibi yiyip için, “bağışlanmak istiyoruz” deyin vc secde ederek kapısından girin ki suclarınızı bağışlayalım. İyi hareket edenlere ileride daha fazlasıyla vereceğiz» denmişti.

162 — Onların zulmedenleri, kendilerine söylenen sözü başkasiyle değiştirdiler. Biz de, zâlimlere, zulümlerinden dolayı gökten azâb indirdik.

163 — Onlara deniz sahilindeki kasabanın halini sor. Hani onlar cumartesi yasaklarını tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar su yüzünde görülerek onlara gelirdi. Yasaklarını tecavüz ettikleri cumartesileri ise balıklar gelmezdi. Biz onları, yoldan çıkmaları sebebiyle böyle deniyorduk.

164 — Aralarından bir topluluk: «Allah’ın helak edeceği veya şiddetli azaba uğratacağı bir kavme niçin öğüt veriyorsunuz?» dediler. Öğüt verenler: «Rabbinize karşı mazeret olsun, muahezeden kurtulalım; belki de sakınırlar diye öğüt verdik» dediler.

165 — Onlar kendilerine verilen nasihati unutunca biz de İnsanları kötülükten alıkoyanları kurtardık ve zâlimleri, Allalı'a karşı gelmelerinden dolayı şiddetli azaba uğrattık.

166 — Bu suretle serkeşlik edip yasak edileni yapmakda ısrar edince kendilerine: «Aşağılık birer maymun olun» dedik.

167 — O vakit Rabbin kıyamet gününe kadar onların üzerine kendilerini en kötü azâba dûçar edecek kimseler göndereceğini yeminle bildirdi. Şüphe yok ki Rabbin cezayı çabuk verendi. Muhak kak ki O, G â f û r ’dur, Rahim ’dir.

168 — Biz onları yeryüzünde iyiler ve aşağılıklar olarak Bölük bölük ayırdık; iyiliğe dönerler diye onları güzellikler ve kötülüklerle sınadık.

16!) — Onlardan sonra gelen kötü bir nesil Kitaba mirasçı oldu. «Biz nasıl olsa affedileceğiz» diyerek Kitab’ın hükümlerini değiştirme karşılığı bu değersiz dünyanın mallarını alırlar. Ylııe ona benzer geçici bir şey kendilerine gelince onu da alırlar. Onlardan. Allah'a karşı ancak gerçeği söyleyeceklerine dâir Kitâb üzerine ahd alınmamış mıydı? Kıtab’da onları okumamışlar mıydı? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Daha aklınızı başınıza almayacak mısınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder