20 Haziran 2016 Pazartesi

Fıtratın doğru yolundan sapmak, Allah’a verilen ahdi bozmak, Allah’ın âyetlerini bilip gördükten sonra geri dönmek gibi.. Allah’ın âyetleri kendilerine verildiği, gözlerine ve kafalarına sunulduğu halde ondan uzaklaşan, yeryüzünün çamurlarına bağlanıp İlâhî âyetlerden sıyrılan heva ve hevese tabi olan ne ilk ahdi tutan, ne de doğru yolu gösteren âyetlere bağlanan, dolayısıyla da şeytanı dost edinip Allah’ın muhafazasından kovulan kimselerde aynen onlar gibidir. Hiçbir zaman rahat yüzü görmezler, huzur nedir bilmezler, sükûnet ve karara ermezler...

Şu kadar var ki Allah’ü Teâlâ kullarına merhametinden dolayı... Kullarının sapıtıldığı takdirde sapıtacak kabiliyette olduklarını, kendi fıtratlarının her zaman için saptırıcı faktörlerle maruz kalacağını bildiğinden ötürü —nitekim Resulullah (S.A.) beşer bünyesindeki zaaf noktalarına dayanan cinlerden ve insanlardan şeytanların yaptıklarını zikretmiştir— evet kullarına merhametinden dolayı onları bu fıtrî ahde göre hesaba çekmemeyi takdir etmiş, kendilerine verdiği akıl ölçüsü İle temyiz kabiliyetine sahip
olmalarına rağmen buna dayanarak peygamberler göndermeden,âyetlerini açıklattırmadan onları hesaba çekmeyi irade buyurmamıştır. Peygamberlerin onların fıtratını her türlü sapıklıklardan, ataletten ve inhiraflardan kurtarmasını, akıllarını arzu ve heveslerin baskısından, zaaf ve şehvetlerin elinden kurtarmalarını irade buyurmuştur. Eğer Hak Teâlâ insanların fıtrî duygularının ve akıllarının yalnız başına insanlara doğru yolu göstereceğini, peygamberlere ve peygamberlik müessesesine ihtiyaç hissetmeyeceklerini, âyetlerin anlatılmasına ve açıklanmasına lüzum olmadan da doğru yolu bulmanın mümkün olacağını bilseydi onları böylece hesaba çeker, muaheze ederdi. Şu kadar var ki Hak Teâlâ ilmi sübhanisiyle kullarına acıyor ve onlar için ana hüccet olarak risalet müessesesini gönderiyor :

«Belki doğru yola dönerler diye âyetleri böylece uzun uzadıya açıklıyoruz.»...

Belki onlar böylece fıtratlarının icap ettirdiği noktaya dönerler,. Allah’a verdikleri ahde sarılırlar ve hakkın kendi bünyelerine tevdi ettiği idrak ve basiret duygularına dönerler diye... Haddi zatında bu gizli noktalara dönmek gönüllerde tevhid gerçeğinin canlanması, kalpleri biricik yaradanına döndürmesi, hakkın yarattığı tevhid akidesine ve gerçek fıtrata dönmek için kâfidir... Sonrada  Allah’ü Teâlâ kullarına acımış ve onlara âyetlerini açıklayan hatırlatıcı ve korkutucu peygamberler göndermiştir...

FITRATTAN UZAKLAŞMA

Fıtratın doğru yolundan sapmak, Allah’a verilen ahdi bozmak, Allah’ın âyetlerini bilip gördükten sonra geri dönmek gibi.. Allah’ın âyetleri kendilerine verildiği, gözlerine ve kafalarına sunulduğu halde ondan uzaklaşan, yeryüzünün çamurlarına bağlanıp İlâhî âyetlerden sıyrılan heva ve hevese tabi olan ne ilk ahdi tutan, ne de doğru yolu gösteren âyetlere bağlanan, dolayısıyla da şeytanı dost edinip Allah’ın muhafazasından kovulan kimselerde aynen onlar gibidir. Hiçbir zaman rahat yüzü görmezler, huzur nedir bilmezler, sükûnet ve karara ermezler...


Ne var ki Kur’an’ın ifadesi, icaz dolu açıklaması bu misali bu tarzda sunmuyor. Bilâkis onu hareket dolu canlı bir manzara halinde tasvir ediyor. Bu manzarada hareketler şiddetli, işaretler parlak, izler apaçık, duygular aydınlık halde... Pratik hayatın bütün duygularını ihtiva ettiği gibi ifadei celîlede ilhamlarla dolu tesirlerde bir yandan yer almaktadır :

175 — Onlara, şeytanın peşine taktığı ve kendisine verdiğimiz âyetlerden sıyrılarak azgınlardan olan kişinin hadisesini anlat

176 — Dileseydik, onu âyetlerimizle üstün kılardık; fakat o, dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte âyetlerimizi yalan sayan kimselerin durumu böyledir■ ' Sen onlara bu kıssayı anlat, belki üzerinde düşünürler.

177 — Âyetlerimizi yalanlayarak sırf kendilerine zulm etmekte olanlar güruhunun hali ne kötüdür!

178 — Allah kime hidâyet ederse o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa onlar en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.

Gerçekten bu sahne son derece hayretengîz bir sulmedlı Mil

dilin ana kaynaklarına dair son derece yeni ve ciddi dır, '•

tasvirler getirmektedir. Bir insan ki Allah ona âyetlerini veilyni kendi keremiyle donatıyor, ilmiyle hilafet balışedlyui llld.ıycl ve yücelmenin bütün yollarını, en mükemmel fırsatlarını • • m m ılı san ediyor... Fakat o işte görüyorsunuz ya bütün hunim ıkın <uv rılıyor, hepsini tamamen atıyor tıpkı etinin üzeri im geçlıllınlf pa muk parçaları gibi âyetlerden sıyrılıp çıkıyor. Şiddetle çıı |nıım .d ve meşakkatle atıyor onları üzerinden. İnsan üzerine geçirilmiş blı deriden sıyrılıp çıkmak gibi birşey... İnsan bünyem Allaha lıımı duygusuyla dolu değil mi? Tıpkı insan bünyesine geçirilen blı de ri gibi sarmış değil mi onu?... İşte görüyorsunuz yu, n Allalı'ıı Ayetlerinden sıyrılıyor, kendisini koruyan örtüden çıkıyor, üzerin de bünyesini muhafaza eden zırhı atıyor, heva ve heveslerin peşi ne koşmak için hidayet yolundan sapıyor, aydınlık ufuklardan dİ! şüyor da, çamurlara sıvanıyor, yapışıyor... Ve artık şeyhinin bl oyuncağı durumuna geçiyor. Bir daha hiçbir koruyucu konunu yor onu... Hiçbir muhafız beklemiyor kendisini. Şeytanı izliyi şeytanın peşine gidiyor ve onun sözlerine uyuyor... Somu bu d bakıyoruz ki biz işte bir sahne ile karşı karşıya gelmiş bulıinuy

5 yorum:

  1. 2017***İNSANLIK AKİDESİNİN ÖLÇÜMÜ***
    SINIRLI OLAN SINIRSIZI KAPSAMAZ.KAİDE.ÖLÇÜ
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=287802078337867&id=100013242319421
    http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2014/10/muslumanlarin-ve-kafirlerin-allah.html
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=296525450798863&id=100013242319421&pnref=story
    ***
    Düşünmek farzdır.28**31 arası .inek .cennet .burun.dil.
    http://www.dailymotion.com/video/x5c30sp_hayvanlar-dusunmez-dusunmek-farzdir_animals
    http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/01/cennet-garanti-belgesi.html
    ***
    Tefekkürün meyvesine gelince, ilimler, haller ve amellerdir. Fakat özel meyvesi ilimdir. Evet! İlim kalpte hâsıl olunca, kalbin durumu değişir. Kalbin durumu değişince azaların amelleri de değişir. Bu bakımdan amel, hâle tâbidir. Hâl de ilme, ilim de tefekküre tâbidir. Öyleyse tefekkür, hem başlangıç hem de bütün hayırların anahtarıdır.

    İşte tefekkürün faziletinden sonra beliren budur. Anlaşıldı ki tefekkür, hem zikirden, hem de tezkîrden daha üstündür. Çünkü tefekkür hem zikirdir, hem de fazlalık! Üstelik kalbin zikri, azaların amelinden daha hayırlıdır. Amelin içinde zikir bulunduğu için amel daha şereflidir. Madem ki durum budur, tefekkür bütün amellerden daha üstündür ve şöyle denilmiştir: ‘Bir saat tefekkür bir senelik ibadetten daha hayırlıdır’.
    ***
    AKIL
    1- Madde veya vakıa

    2- Sağlıklı beyin

    3- His

    4- Ön bilgiler

    Buna göre akıl, düşünce veya idrak; vakıayı hissetme olgusunun duyu organları vasıtasıyla beyne taşınması ve beynin bu vakıayı ön bilgilerle yorumlamasıdır.

    http://islamdevleti.info/kitaplar/Tefekkur/index.htm
    https://akilvefikir.org/2017/04/06/tefekkur-butun-amellerden-daha-ustundur/
    http://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/rasidi-hilafet-istiyorum-kaideler-ve.html

    YanıtlaSil
  2. Anlama, düşünme ve öğrenme yeteneğiyle donattığı insana, aklını kullanarak ilahî rehberliğe tabi olmasını emretmiştir. Onu kendi haline bırakmamış, akıl bahşetmenin yanında kitaplar ve peygamberler göndermiştir.
    https://akilvefikir.org/2015/08/18/kuran-isiginda-insan-3/

    YanıtlaSil
  3. Mağazadan aldığın elekronik aletin yanında nasıl kullanma kulavuzu veriyorlarsa senin yaradanında senin yanında (insanlığın) kullanma kılavuzu (Kuran) vermiştir.
    Mağazadan aldığın o kullanma kılavuzunu okumadan,almış olduğun aleti monta edemeğeceğin gibi,Yaradanın sana göndermiş olduğu kullanma kılavuzunuda okumadığın taktirde istikametini belirleyemezsin.
    2017*son asrın,yüz yılın teknolojisiyle,ilmiyle hazırlanmış İslam Akidesi.
    http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb
    ***-----
    https://www.facebook.com/photo.php?fbid=255838361534239&set=a.147226759062067.1073741828.100013242319421&type=3&theater

    ***********************
    BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET.
    http://www.dailymotion.com/video/x3tcd8a
    SEN VE SENİN DAVAN ÖNEMLİLER İÇİNDE BİR İLK'TİR UNUTMA...!
    http://www.dailymotion.com/video/x4bi2k2_sen-ve-senin-davan-onemliler-icinde-bir-ilk-tir-unutma_videogames
    https://seyyitkutubtefsiri.blogspot.nl/2016/06/ftratn-dogru-yolundan-sapmak-allaha.html?showComment=1497422144668#c8348034532082828553
    https://akilvefikir.org/2015/08/18/kuran-isiginda-insan-3/

    YanıtlaSil
  4. İnsanın her bir yönü ve parçası başlı başına bir araştırma ve inceleme konusudur. Kur’an’ı incelediğimizde muhteşem yaratılışın safha safha anlatılmakta olduğunu, parmak uçlarından başlayarak onun farklı renklerine, dillere, sosyal yapısına, üstün yönlerine ve zaaflarına dair örnekler sunulduğunu görürüz.


    İnsanın yaradılışını kavrayabilmemiz için, öncelikle insanı tanımamız lazım.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=233284633789612&id=100013242319421
    http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/03/bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.html
    https://akilvefikir.org/2015/07/30/kuran-isiginda-insan-1/comment-page-1/#comment-385

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah, yaratmış olduğu insanı, her tür bilgiyi değerlendirebilecek, anlayıp kavrayabilecek şekilde donatmamış olsaydı insanın hayvandan farkı kalmazdı; düşünemeyecek, üretemeyecek, imar ve inşa edemeyecekti.
      ***
      Allah’ın insanı yaratırken onun fıtratına doğru ile yanlış, gerçek ile sahte, hak ile bâtıl arasında ayrım yapabilme yeteneğini yerleştirmiştir. İnsanın bütün varlığıyla teslim olması gereken fıtrat dini, buna uygun davranmayı gerektirir. Allah’ın varlığını ve birliğini anlayıp kavrayabilmesine imkân veren ve insana doğuştan bahşedilen bu yetenek, onun fıtratına nakşedilen ilahî kanunlar, Hak dinin gereğidir
      ***
      http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/03/bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.html
      ***
      İnsanın maddî yapısında belli ve değişmez yaratılış kanunları bulunmaktadır,
      http://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/insandaki-halleresyadaki-ozellikler-den.html
      ***
      İnsan-toprak ilişkisi meselenin bir başka yönündür. İnsan da toprak da çeşit çeşittir. Her insanın iç dünyası, düşüncesi, kabiliyeti farklı olduğu gibi, toprak da böyledir; kimi toprak suyu emmeden tutarken, kimi suyu hemen emer, kimi toprak serttir, fayda vermez…
      ***
      http://namenstr8bredaholland.blogspot.nl/2017/01/element-nedir-elementin-ozellikleri.html
      ***
      https://akilvefikir.org/2015/08/09/kuran-isiginda-insan-2/comment-page-1/#comment-386

      Sil